Nöbetçi Eczaneler
İyi Parti Genel Lider Yardımcısı Bilge Yılmaz, TRT’de partisi ismine yaptığı propaganda konuşmasında; “Bizim çabucak gerçek siyasetlere dönmemiz lazım. Biz ne yapacağız, bu sorunları nasıl çözeceğiz? Birinci evvel bu enflasyon yarasını çabucak tedavi etmemiz lazım. Zira enflasyon olduğu sürece ekonomik istikrar olmadığı için yatırımlar maalesef gelmeyecek. Yapılması gerekenler liyakatli bir takımla Merkez Bankası’nda yeninden enflasyon hedeflemesine dönmek. Bunu yaptığımız vakit 2 yıl için enflasyonun tek hanelere düştüğünü daima bir arada göreceğiz. Bütün bunları kısa müddette gerçekleştireceğiz hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ancak bunları yapabilmek için bizim birinci evvel sizin desteğinize muhtaçlığımız var. Esasen bunu fakat ülkece daima birlikte yapabiliriz. Şuculuk, buculuk yerine tahlil odaklı ve bu tahlilleri gerçekleştirebilecek takımlara sahip olan GÜZEL Parti’ye dayanağınızı rica ediyorum” dedi.
İYİ Parti Genel Lider Yardımcısı Bilge Yılmaz, TRT ekranlarında partisi ismine propaganda konuşması yaptı. Yılmaz, yurttaşlara seslendiği konuşmasında şunları söyledi:
“1970’lerde ve 80’lerde bu ülkede fırsat eşitliğinin olduğu bir ülkede büyüdüm ve kısıtlı kaynaklar olmasına karşın, ülke beni en düzgün formda yetiştirdi. Lakin artık bakıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti gelecek kuşaklarımıza tıpkı şeyi sağlayamıyor. Fırsat eşitliği kalmamış, gençlerimiz şayet aileleri varlıklı değilse yeterli bir eğitim alıp hayata eşit kurallarda başlayamıyor. Birçok gencimiz geleceğini yurtdışında arıyor. Görevim benim şu etapta borcumu ödemek ve bu gelecek jenerasyonlara olan bu haksızlıkları engellemek zorundayım. Hülasa onların gitme talebi ve benim bu işlere müdahil olmam tıpkı neden kaynaklanıyor.
“CUMHURİYETİN VARLIKLARI ÖZELLEŞTİRME İSMİ ALTINDA BÜYÜK BİR YOLSUZLUKLA YURTDIŞINDAKİ ŞİRKETLERE SATILDI”
Yolsuzluklar, şahsî ihtiras ve çıkarlar ve iş bilmezlikler yüzünden Türkiye maalesef çok makus bir yola girdi. 21 yıllık AKP iktidarında birinci evvel bir ‘Lale Devri’ yaşandı. 2001 krizinden çabucak sonra AKP iktidara geldi. Bu istikrar ortamında birinci evvel vatandaşlarımız borçlandırıldı, şirketlerimiz, hane halkımız, ülkemizin kendisi önemli ölçüde borç aldı. Bu kaynaklar kısa müddetli bir bahar havası yarattı. Tıpkı vakitte bizden evvelki kuşakların 70-80 yılda oluşturduğu varlıklarımız, cumhuriyetin varlıkları özelleştirme ismi altında büyük bir yolsuzlukla yurtdışındaki şirketlere satıldı. Bütün bunlar kısa periyodik bir zenginleşme hissi yarattı. ve bu hissi sürdürmek imkansızdı.
“KISACASI BİZ TARIMDA ÇOK BÜYÜK YANLIŞLAR YAPARAK ÜLKEMİZİ BESİN KESİMİNDE DIŞA BAĞIMLI HALE GETİRDİK. O DA ŞU AN BİR ULUSAL GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELDİ”
21 yıllık AKP iktidarına baktığınız vakit kalkınan ülkelerde gözüken birinci evvel endüstrinin ulusal gelire oranının artması, gerisinde da hizmet kesiminin artması bizde maalesef olmadı. Artan tek şey gayrimenkul ve inşaat dalıydı. Yani biz kaynaklarımızı, varlıklarımızı satarak elde ettiğimiz bütün kaynaklarımızı geriye dönüşü olmayan dallarda çarçur ettik. Bunu yaparken de çok küçük bir kesite büyük bir rant sağladık. Birebir vakitte düşen tek bölüm tarım oldu. Özcesi biz tarımda çok büyük kusurlar yaparak ülkemizi besin bölümünde dışa bağımlı hale getirdik. O da şu an bir ulusal güvenlik sorunu haline geldi. Bizim bütün bunları düzeltmemiz, gelecek kuşaklara çok daha yeterli bir Türkiye bırakmamız lazım. En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim; Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok kâfi ki liyakatli, dürüst, vatansever takımlar misyon başına gelsin.
“ÖNCEKİ KUŞAKLARIMIZIN BİRİKTİRDİĞİ ALTINLARI AK PARTİ İKTİDARI SATIYOR. BİZİM BUNA BİR AN EVVEL MAHZUR OLMAMIZ LAZIM”
Şimdi gelinen noktadaki zorluklara bakalım. Büyük bir enflasyonla karşı karşıyayız. Enflasyon üzerinden devlet eliyle çok küçük bir kesim güçlü edildi ve edilmeye devam ediyor. Fakat büyük bir çoğunluğumuz bilhassa ücretliler ellerindeki gelirleri daima alım gücü azaltılarak yoksullaştırılıyor. Bununla birlikte daha büyük bir sorunla karşı karşıyayız. İhracat rekorları palavraları gerisinde çok büyük ithalat rekorları kırılıyor. Yani biz tükettiğimizden çok daha azını satabiliyoruz. Büyük bir açığımız var. Bu açığımızı ya dışarıdan kaynak bularak karşılayacağız ya da Merkez Bankamızın rezervini kullanacağız. Fakat maalesef dışarıdan kaynak bulunamadığı üzere şu basamakta da Merkez Bankamızın rezervleri tüketildi. Şu anda Merkez Bankamızda eksi 70 milyar dolar rezerv var. Bu ne demek? Borç, harç dışarıdan aldığımız paraları biz çarçur etmişiz Merkez Bankamızda borcu hale gelmiş. Şu gelen noktada biz altınlarımızı satıyoruz. Evvelki kuşaklarımızın biriktirdiği altınları AK Parti iktidarı satıyor. Bizim buna bir an evvel pürüz olmamız lazım.
“HAYAT PAHALILIĞIN EN ÇOK CAN ACITAN YANI BESİN ENFLASYONU. BUNU DA ENGELLEMENİN YOLU TARIMDA BİLİME, MANTIĞA DÖNMEK”
Bu yıl içinde ilaç, doğal gaz, petrol, hammadde, yiyecek üzere gereksinimlerimizi karşılayacak paramız yok. Bizim çabucak hakikat siyasetlere dönmemiz lazım. Biz ne yapacağız, bu sorunları nasıl çözeceğiz? Birinci evvel bu enflasyon yarasını çabucak tedavi etmemiz lazım. Zira enflasyon olduğu sürece ekonomik istikrar olmadığı için yatırımlar maalesef gelmeyecek. Ancak daha değerlisi vatandaşlarımızın alım gücü kaybı şiddetle devam edecek. Dar gelirli fiyatlı vatandaşlarımız enflasyon altında ezilmeye devam edecek. Onun için biz enflasyonla çabayı bilimsel, dünyada birinci sınıf ülkeler nasıl yapıyorsa biz de o formda yapacağız. Türkiye’de şu anda enflasyonla çaba edilmiyor, enflasyon düşmüyor. Yapılması gerekenler liyakatli bir takımla Merkez Bankası’nda yeninden enflasyon hedeflemesine dönmek. Bunu yaptığımız vakit 2 yıl için enflasyonun tek hanelere düştüğünü daima birlikte göreceğiz. Bunu bizim sektörel politikalarımızla da desteklememiz lazım. Bilhassa tarım, dar gelirli vatandaşlarımız için kıymetli. Niçin? Zira hayat pahalılığın en çok can acıtan yanı besin enflasyonu. Bunu da engellemenin yolu tarımda bilime, mantığa dönmek. Bunu da en uygun biçimde tasarladık ve uygulamaya koyacağız.
“BUNLAR YAPILDIĞI VAKİT TÜRKİYE HEM İSRAFI ENGELLEYECEK PARASINI ÇARÇUR ETMEYECEK HEM DE BU KAYNAKLARI YANLIŞSIZ KULLANDIĞI İÇİN SÜRATLE BİR KALKINMA YOLUNA GİRECEK”
Şu anda tarımda gereğince teşvik vermiyoruz. Verilen teşvikleri de yanlış tasarlandığı için ülkemiz çarçur ediyor. Bunları yine gerçek tasarlayacağız hem çiftçimizi güçlü edeceğiz hem de girdiler düştüğü için siz de daha ucuza besin tüketebileceksiniz. İsrafı da durdurmamız lazım. Türkiye’de şu anda yolsuzluk ve rant üzerinden büyük bir yolsuzluklar yapılıyor. Bu israfın dışında bir de iş bilmezlik var. Türkiye, ulusal gelirine oranla dünyanın en cömert ülkelerinden biri bu teşvik siyasetlerine gelince. Yani biz çok büyük kaynaklarımızı teşvik siyasetleri altında çeşitli insanlara dağıtıyoruz. Fakat bu teşvik siyasetleri ne bilimsel olarak tasarlanmış ne de rastgele bir halde muvaffakiyetleri ölçülmüş değil. Yani hiçbir halde data toplanmıyor. Bu yüzden de kaynaklarımızı israf ediyoruz. Biz bu kaynaklarımızı kısa müddette yine hakikat biçimde kullanmaya başlayınca Türkiye yeninden öbür bir yola girecek. Bunlar yapıldığı vakit Türkiye hem israfı engelleyecek parasını çarçur etmeyecek hem de bu kaynakları hakikat kullandığı için süratle bir kalkınma yoluna girecek.
“ŞU AN DÜNYADA ÇOK BÜYÜK BİR DEĞİŞİKLİK YAŞANIYOR BU DA ÜLKEMİZE ÇOK BÜYÜK BİR FIRSAT TANIMIŞ DURUMDA. O NEDİR? DÜNYADAKİ TEDARİK ZİNCİRLERİ SÜRATLE KISALIYOR”
Şimdi bu ekonomik istikrarı sağladıktan sonra hukukun üstünlüğünü de getirerek Türkiye yeninden yatırım yapılabilir bir ülke haline getireceğiz. Bütün bunlar olurken kısa vadeli acil tahliller bulmamız lazım. Önümüze gelen altın fırsatları kıymetlendirmemiz lazım. Şu an dünyada çok büyük bir değişiklik yaşanıyor bu da ülkemize çok büyük bir fırsat tanımış durumda. O nedir? Dünyadaki tedarik zincirleri süratle kısalıyor. Milletlerarası şirketler bu büyük katma bedelli eserleri dünyada en ucuz nerede üretebiliyorlarsa oraya yayıyorlar lakin yaşadığımız pandemi ve Çin-Rusya-Batı gerginliği yüzünden ABD, Batı Avrupa üzere varlıklı yerlerde dünyada tedarik zincirini kendine yakın coğrafyalara çekmeye başladılar. Burada bizim çok büyük bir avantajımız var zira Avrupa’nın yanı başındayız, Gümrük Birliği Mutabakatımız var ve bizim çok önemli düzeyde üretim yapabilecek bir kapasitemiz, uygun bir personellik gücümüz, uygun mühendislik bilgimiz ve yetişmiş elemanlarımız var. Burada biz ekonomik istikrarı sağlayamadığımız ve hukukun üstünlüğü olmadığı için bu yatırımları maalesef Doğu Avrupa ve Balkanlardaki rakiplerimize kaptırıyoruz. Biz bu ülkelerden çok daha zengindik 20 yıl evvel. 20 yıl sonunda hepsi maalesef bizi geçti.
“BİZİM YAPMAMIZ GEREK ŞEY BU EKONOMİK İSTİKRARI SAĞLAYIP, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ TESİS EDİP BU YATIRIMLARI ÜLKEMİZE ÇEKMEK… BUNLARI YAPABİLMEK İÇİN BİZİM BİRİNCİ EVVEL SİZİN DESTEĞİNİZE GEREKSİNİMİMİZ VAR”
Bizim yapmamız gerek şey; bu ekonomik istikrarı sağlayıp, hukukun üstünlüğünü tesis edip bu yatırımları ülkemize çekmek, bu türlü olduğu vakit hem biz ihracata yönelik sanayileri oburlarının teknolojilerini buraya ücretsiz getirerek, yatırımları da çekerek ihracat ile ithalat ortasındaki farkı kapatacağız ve daha da kıymetlisi üretimini burada yaptığımız yüksek katma bedelli eserleri burada ürettiğimiz için çalışanlarımıza de çok daha büyük gelir sağlayabileceğiz. Doğal ki uzun vadede kendi yanlışsız teşvik siyasetlerimize, kendi teknolojilerimizi geliştirerek bu ülkeleri yakalayıp geçeceğiz. Bütün bunları kısa müddette gerçekleştireceğiz hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Lakin bunları yapabilmek için bizim birinci evvel sizin desteğinize gereksinimimiz var. Aslında bunu lakin ülkece daima birlikte yapabiliriz. Şuculuk, buculuk yerine tahlil odaklı ve bu tahlilleri gerçekleştirebilecek takımlara sahip olan GÜZEL Parti’ye dayanağınızı rica ediyorum. 15 Mayıs sabahı çok daha yeterli bir Türkiye’ye uyanmak üzere şimdilik hoşça kalın.”