Tuzdan uzak durun

Son periyotta kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği üzere meselelerin temelinde Atriyal fibrilasyon yatıyor. Kalbin üst odacıkları yani atriumların sistemsiz kasılmasıyla ortaya çıkan Atriyal fibrilasyon’da kalp atışları sistemsiz hale geldiği için atriyumlar kanı gereğince pompalayamaz hale geliyor. Hayat mühletinin de uzamasıyla birlikte bu hastalığın daha sık görüldüğünü belirten Sıhhat Bilimleri Üniversitesi’ne bağlı Dr. Siyami Ersek Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nden Doç. Dr. Mert İlker Hayıroğlu, “Sodyum yüksek kan basıncına yol açıyor. Bu nedenle, tuzlu besinleri sınırlamak ve düşük sodyumlu bir diyet uygulamak gerekiyor” dedi. Hayıroğlu, bu bahiste toplumsal farkındalığın artmasının hayati değer taşıdığını söyledi.

Atriyal fibrilasyondan korunmak için 6 önleyici adıma işaret eden Hayırlıoğlu, “İlk olarak sağlıklı bir hayat stili benimseyerek, sağlıklı diyet ve nizamlı idman yapın, sigara içmeyin. Yüksek tansiyon ve diyabet üzere kronik hastalığı olanlar denetim altında olmalı Kalp ritminde rastgele bir değişiklik fark ederseniz hekiminize danışın. Gerilimi azaltın. Uyku sisteminize dikkat edin. Kafein ve alkol tüketimini sınırlandırın” tavsiyesinde bulundu.

Hastalığın tedavisinde sağlıklı diyetin kıymetine işaret eden Hayıroğlu, “Yüksek lifli yiyecekler, kan şekerini düzenlemeye yardımcı olarak, kalp sıhhatini koruyor. Bu nedenle, meyve, zerzevat, tam tahıllar, baklagiller ve yulaf üzere yüksek lifli besinler tüketmek önemli” diye konuştu. Düşük yağlı diyetin kolesterol ve trigliserit düzeylerini düşürerek kalp sıhhatini koruduğunu anlatan Hayıroğlu, “Alınan tedbirler, hastalık riskini azaltabilir lakin büsbütün önlenmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle nizamlı denetim şart” biçiminde konuştu.

Uyku apnesi ile atriyal fibrilasyon ortasındaki ilgiye dikkat çeken Hayıroğlu, “Uyku apnesi, teneffüs durması yahut nefes alıp verme zorluğu nedeniyle uyku sırasında oksijen düzeyi düşebiliyor.Düşük oksijen düzeyleri, kalp ritim bozukluğuna yol açarak atriyal fibrilasyon riskini artırıyor. Birtakım araştırmalar, uyku apnesi olan şahısların atriyal fibrilasyon geliştirme riskinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, uyku apnesi olan bireylerin kalp ritim bozukluğuna yol açabilecek düşük oksijen düzeylerine maruz kalması” diye konuştu.

Hastalıkta erken teşhis ve tedavinin değerine dikkat çeken Hayıroğlu, “Atriyal fibrilasyonlu hastalar, kanın kalpte toplanmasına ve pıhtı oluşumuna neden olan yavaş kan akışı nedeniyle inme yahut kan pıhtısı üzere önemli riski altında. Tedavide kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçların yanı sıra, elektriksel kardiyoversiyon ve kateter ablasyon da uygulanıyor” dedi.