Türk bilim adamlarından korkutan ikaz: Şu anda yaşadıklarımız yalnızca bir öncü

Konak ilçesindeki bir otelde düzenlenen toplantıda, California Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mihri Özkan, birebir üniversitenin Makina Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Sinan Özkan, Yaşar Üniversitesi (YÜ) Mütevelli Heyeti Lideri Ahmet Yiğitbaşı ve YÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Levent Kandiller ile basın mensupları bir ortaya geldi.

ABD Ulusal Mucitler Akademisi (NAI) tarafından 2019’da, dünyanın dört bir yanından seçilen 168 akademik mucit ortasındaki 3 Türk’ten biri olan ve çalıştığı üniversitede bu mükafata layık görülen “ilk bayan akademisyen” olarak kayda geçen Prof. Dr. Mihri Özkan, toplantıda, global iklim değişikliğinin tesirlerine ait değerlendirmede bulundu.

Türkiye’de son devirde yaşanan sel felaketleri ve global iklim değişikliği ortasındaki bağlantıya değinen Özkan, “Şu anda yaşadıklarımızı bir öncü olarak görebiliriz. Nasıl zelzelelerde öncüler, sarsıntı ve artçılar var bu sel felaketlerini de öncü olarak düşünebiliriz. Bu olaylar aslında uyarıcı. Daha hızlanacağını ve daha sık olacağını düşünebiliriz.” diye konuştu.

Küresel iklim değişikliği sebebiyle bir bölgede sel meydana gelirken bir öbür bölgede ise kuraklık yahut çok sıcak havanın tesirli olduğuna işaret eden Özkan, “Bu meselelerin tahlilleri de var. Bir geçiş devrindeyiz ve bir buzul çağının içindeyiz. Bu buzul çağından ne süratle çıkacağımız büsbütün karbon emisyonlarının ölçüsüne bağlı. Bu süreç 100 bin yıl da olabilir, 15-20 yıl da olabilir. Bu şuurun yerleşmesi ve tedbirlerin alınması gerekiyor.” tabirlerini kullandı.

Mihri Özkan, bugün “anormal” olarak bedellendirilen hava olaylarının gelecekte olağanlaşacağını söz ederek şöyle devam etti:

“Bu olaylara karşı bir hazırlık yapılması gerekiyor. Türkiye’nin belirli bölgelerinde sel olurken diğer yerlerde kuraklık yaşanıyor. Genel olarak bilim insanlarının yapmış olduğu araştırmalar sonucunda elde edilen bulgulara nazaran, Türkiye’de bir kuraklık bekleniyor. O nedenle bizim yapmamız gereken diğer su kaynaklarını nereden sağlayabileceğimizi bulmak. Yani deniz suyunun arıtılması, yer altı sularımızın uygunlaştırılması, sel felaketlerindeki çok suların depolanması, inovasyon teknolojilerini geliştirip bu suyu kara günlerde kullanmak gerekiyor.”

Öncelikli amacın karbondioksit ve gibisi gaz emisyonlarının azaltılması olduğuna işaret eden Prof. Dr. Özkan, Türkiye’nin yenilenebilir güç kaynakları açısından hayli güçlü olduğunu hatırlattı.

California Üniversitesi Makina Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Sinan Özkan ise Avrupa’da son periyotta deniz dalgasından güç üretiminin tanınan hale gelmeye başladığını, Türkiye’de de tıpkı sistemin uygulanabileceğini lisana getirdi.

Prof. Dr. Cengiz Sinan Özkan, deniz akımı açısından değerlendirildiğinde Ege, Marmara ve Karadeniz ortasındaki bölgenin dalgadan güç üretimi açısından hayli elverişli olduğunu belirtti.