Nöbetçi Eczaneler
Gölcük Depremi’nde 17 Ağustos 1999’da anne, baba ve 3 erkek kardeşini kaybeden Mehmet Çelik, 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nde ise Hatay‘da yakın akrabalarını yitirdi. Çelik, yaşadığı acıları anlattı.
Gölcük Depremi’nde 24 yıl evvel anne baba ve 3 erkek kardeşini kaybeden Mehmet Çelik isimli vatandaş tıpkı acıyı 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nde de yaşadı. Çelik, zelzele sırasında Hatay‘da ikamet eden halası ve kuzenlerini kaybettiğini tabir etti. Çelik, yaşadığı acıyı İhlas Haber Ajansı’na anlattı.
Son sarsıntıların Türkiye’yi derinden etkilediğini tabir ederek, “Yaklaşık 16 milyon insan, sarsıntıdan değişik seviyelerde etkilenmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en değerli olaylardan biridir. Sarsıntı gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerek de sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük sarsıntılarından biridir. Zelzelenin Türkiye’nin değerli bir sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde meydana gelmiş ve çok geniş bir coğrafyayı etkilemiş olması, ülkede büyük kahırlara neden olmuştur” dedi.
“Deprem bitince her şey bitmiş olmuyor”
24 yılın kendisi için şiddetli geçtiğini tabir eden Çelik, “24 sene çok sıkıntılı geçti maalesef zelzele olup bittikten sonra her şey bitmiş olmuyor. Hayatın aslında bütün acıları bütün zorlukları o vakit daha fazla gün yüzüne çıkıyor. Ben ailemden tek başıma kalmakla bir arada 24 sene bir sürü işlerin içinde çalışmakla yani hayatımızı kazanmaktaydık. Zira sarsıntıda şöyle bir gerçek ortaya çıkıyor ölen öldü tamam bir süre yasınızı tutuyorsunuz elbet hiçbirini unutmuyoruz lakin bir süre sonra hayat devam etme noktasında bozulmuş olan bir tertibi yine kurmak dünyanın en sıkıntı işlerinden bir adedidir. Yeni bir tertip kurmak bana yaklaşık 20 seneye mal oldu lakin ve fakat işlerimizi güçlerimizi toparlayabildik. Zira bulunduğunuz mevcut yerden öbür bir yere intikal ettiğinizde hem hiç kimseyi tanımamakla hem de yeni yeni beşerlerle muteber ya da güvenilmez olduğunu bilmeksizin mecbur istikamet yol arkadaşlığı yapmak durumunda kalıyorsunuz. Yeni bir tertip oluşturmak biraz da talihe bağlı hani bu tahminen bir sene sürer tahminen 20 sene sürer benimki biraz uzun sürdü. Onun için zelzele bitince de her şey aslında bitmiş olmuyor aslında hayat tam bilakis zorlukları ile birlikte tekrar başlamış oluyor. Nizam çok kıymetli şu anda Hatay‘da da mesela insanların nizamları bozuldu” formunda konuştu.
” Gölcük‘te zelzele olacağı aklımın ucundan geçmemişti”
Gölcük zelzelesi olduğu vakit Bursa’da olduğunu söyleyen Çelik, “Yeni bir yerlere yerleşmeye çalıştılar birçoğu tahminen şu anda halihazırda işini gücünü oturtabilmiş değil. Burada yalnızca devlet memuru olan beşerler için yeni bir nizam kurmak çok kolay olabiliyor. Lakin bunun dışındaki beşerler maalesef bu işin külfetlerini yaşamaya devam ediyor. Zelzele olduğu esnada ben Bursa’da idim o gece çok aşırı bir sıcak vardı. Bir halde canım gitmeyi istemedi gitmedim ve o gün ben Bursa’da kaldım. Birinci etapta Bursa’da da yaklaşık 50 küsür saniye sallanmakla bir arada Gölcük’te sarsıntı olacağı asla aklımın ucundan geçmemişti ta ki sabaha karşı radyolar, televizyonlar evvel Avcılar demek suretiyle sonradan da Gölcük’te olabileceği tarafında bilgiler oluştu. Onun ardından cep telefonları ile arayıp ulaşamama sonucunda kalktık enkazın başına gelmiş olduk ve büyük bir şok yaşadık. Yaklaşık bir hafta enkazdan cenazelerimizi alma sürecimiz vardı maalesef orası mahşer yeri üzereydi. Yani kimseden kimseye yardım gelemeyeceği üzere herkes esasen kendi canının kaygısına düşmüş vaziyette farklı bir enstantane yaşanıyor” diye konuştu.
Kahramanmaraş sarsıntıda Hatay‘da yakın akrabalarını kaybettiğini belirten Çelik, “Ben oradaki sarsıntıda annem, babam ve 3 erkek kardeşimi kaybettim. Sonra bu yakın vakitteki Hatay sarsıntısında de halam, amcamın kızı, amcamın torunu, babamın amcasının oğlu eşi ve çocukları olmak üzere yaklaşık 11-12 kişiyi tekrar rahmete kavuşmuş oldu. Maalesef benim hayatımda ikinci zelzele oldu. Allah bir daha yaşatmasın demekten öbür öteki bir şey kalmıyor maalesef. O günden bugüne ne kaldı diye baktığımızda maalesef elimizde kalan yalnızca fotoğraflar ve albümler. Onları da hasbelkader enkazdan çıkartmak suretiyle elde edebildik orta ara o denli albümlere bakmak suretiyle onları hatırlayıp bir anı yaşıyoruz” dedi. – İSTANBUL