Nöbetçi Eczaneler
Seçimlerin ikinci cinsinde desteklediği Kemal Kılıçdaroğlu ile zımnî protokol yaptıklarını sav eden Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, “Kazansaydı, İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve MİT Başkanlığı’nı alacaktık” demişti. Kılıçdaroğlu’nun da doğruladığı kapalı protokole sert reaksiyon gösteren Gelecek Partisi Serkan Özcan, “Altılı Masa’yı Soylu’dan kaçarken Özdağ’a tutulmak için kurmadık, yeterli ki kazanamamışız. Kılıçdaroğlu ne kadar güvenilmez bir siyasetçi olduğunu ortaya koymuyor mu?” diye sordu.
“İKİ KİŞİNİN NAMUSUNA TESLİM EDİLEN PROTOKOL”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci çeşidinde Millet İttifakı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ geçtiğimiz günlerde çok konuşulacak açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu ile kamuoyuna açıklanmayan zımnî bir protokol yaptığını söyleyen Özdağ, “Kazansaydı, İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve MİT Başkanlığı’nı alacaktık” dedi. Katıldığı canlı yayında Özdağ’ın tezini doğrulayan CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, protokolü yalnızca kendisi ve Özdağ’ın bildiğini söyleyerek, “Bu protokolle ilgili konuşmam yanlışsız değil. İki kişi ortasında yapılan ve iki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür.” tabirlerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU’NA GELECEK PARTİSİ’NDEN SERT TEPKİ
Millet İttifakı’nda zelzeleye neden olan zımnî protokolle ilgili Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan’dan çok konuşulacak bir çıkış geldi. Zımnî protokolü ahlaki bulmadığını söyleyen Özcan, Medyascope’tan Berfin Bayır’a yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun ne kadar güvenilmez bir siyasetçi olduğunu gösterdiğini savundu.
“SOYLU’DAN KAÇARKEN ÜMİT ÖZDAĞ’A TUTULMAK İÇİN YAPMADIK”
Özcan, şunları söyledi: “Seçimleri kazanmak için şahsen büyük bir çaba verdiğimi düşünüyorum. Gelecek Partisi kurulduktan sonra dört sene boyunca da gayret verdik lakin Altılı Masa ile birlikte çabamızın dozu çok arttı. Kendi hayatımızdan vazgeçerek uğraş ettik. Bunu büsbütün Türkiye taban bir demokratik perspektif kazansın diye, yani hukuk, insan onuru, eşitlik için yapmışken, Süleyman Soylu’dan kaçarken Ümit Özdağ’a tutulmak için yapmadık.
“KABUL EDEBİLMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Bunu ahlaki bulmuyorum. Bunun bilinmeyen kapaklı yapılıyor olması, bu siyaset değil. Birlikte yol yürüdüğünüz, birçok politikayı nasıl yorumlayacağınız konusunda ortak karar verdiğiniz ortaklarınız var ve onlarla birliktelik içindesiniz. Bir propaganda yapıyorsunuz. Türkiye’de tekrar insan onuru, eşitlik, adalet olsun diye bu çabayı yapmışsınız. E artık siz tutuyorsunuz bu perspektifin çok uzağında bir siyasetçiye İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere üç tane bakanlık teklif ediyorsunuz ve bunu başka ve bilinmeyen bir protokolle yapıyorsunuz. Kabul edebilmek mümkün değil.
“KILIÇDAROĞLU NE KADAR GÜVENİLMEZ BİR SİYASETÇİ OLDUĞUNU ORTAYA KOYMUYOR MU?”
Sayın Kılıçdaroğlu, bu açıklamasıyla -kendisi büyüğümüzdür elbette hürmet duyuyorum ama- ne kadar güvenilmez bir siyasetçi olduğunu ortaya koymuyor mu? Bu kadar güvenilmez bir profil ile ülke nasıl yönetilecekti? Ben bu sorgulamayı şahsen yapıyorum. Bu sorgulamayı siyasetçi olarak değil vatandaş olarak yapıyorum. Kendi emeğimi falan geçtim. Bu çok anlamsız, çok makus. Burada bir siyasi akıl yok benim görebildiğim kadarıyla. O yüzden de açıkçası bugün bu duruma baktığımda yani üzülerek söylüyorum ancak düzgün ki olmamış diyorum. Tahminen de ben o kabinede yer alacak isimlerden biriydim ona karşın söylüyorum bunu.
“İYİ Kİ KAZANAMAMIŞIZ, DÜZGÜN Kİ OLMAMIŞ”
Türkiye’yi Ümit Özdağ’a mahkum edecek bir siyasetin içinde olmayı hiç lakin hiç istemezdim ben. Türkiye’nin en son muhtaçlık duyacağı şey yerli bir Wilders siyaseti. Türkiye’ye hukuk lazım, Türkiye’ye demokrasi lazım, Türkiye’ye eşit, onurlu vatandaşlık lazım. Türkiye’ye adaletle hükmedilebilecek bir sistem lazım. Bu türlü bir sistemi, Wilders şekli siyaset yapan ve bundan medet uman kimseyle yapamazsınız. Uygun ki kazanamamışız diyorum ya , yeterli ki olmamış. Altılı Masa’nın protokolden haberi yok. Ben bilmiyorum, benim haberim yoktu en azından.”