Nöbetçi Eczaneler
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Diyarbakır ziyareti kapsamında, merkez Kayapınar ilçesindeki bir otelde sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve iş insanlarıyla bir ortaya geldi. Yılmaz iktisada yönelik kıymetli bildiriler verdi.
EYLÜL AYININ BİRİNCİ YARISINDA PAYLAŞACAĞIZ
Dünya olarak, bölge olarak, problemli bir süreç içerisinde olduklarını, global kriz, global pandemi, bölgedeki savaşlar ve yüzyıllarda bir gelen afet üzere nedenlerin iktisat üzerinde önemli tesirleri olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
Şimdi son seçimlerin bize sağladığı siyasi istikrar ve inançla birlikte 5 yıllık bir perspektif açıldı önümüze. Bu inanç ortamında, istikrar ortamında orta vadeli programımızı hazırlıyoruz. Eylül ayının birinci yarısında inşallah bunu toplumla paylaşacağız. Bu çerçevede çeşitli bölümlerle istişareler yürütüyoruz. Personel kısmıyla, patron kesitiyle, tarım kesitiyle, farklı kesitlerle istişare ediyoruz. Sendikalarla, istişare ediyoruz. Buralardan elde ettiğimiz datalarla tekrar üç temel ögesi olan bir orta vadeli programı toplumumuzla paylaşacağız.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’deki yaklaşık 20 milyon konutun üçte birinin dönüşmesi gerektiğini söyledi.
AK Parti’nin 22 yıldır ülke idaresinde vazife aldığını belirten Yılmaz, bu süreçte, temel rotalarının her vakit millet tarafından çizildiğini, milletin talep ve beklentilerine nazaran siyasetlerini şekillendirdiklerini aktardı.
Yılmaz, AK Parti’nin en başından bu yana bölgesel, etnik ve dini milliyetçilik yapmadan, batıda ne varsa doğuda, kuzeyde ne varsa güneyde de olması için çalıştığını ve bu zihniyetin bir sonucu olarak geçmişte ihmal edilmiş, gereğince hizmet görmemiş bölgelere çok önemli yatırımlar yaptıklarını söz etti.
Türkiye’yi güvenliği, huzuru, refahı, işi ve aşıyla büyük afetler ve global krizler karşısındaki direnciyle, “Türkiye Vizyonu” çerçevesinde büyüttüklerini ve güçlendirdiklerini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
DİYARBAKIR TURİSTLE DOLUP TAŞTI
“Bu bölgemizde, bilhassa terör ve güvenlik meseleleri nedeniyle birçok hizmetin nasıl aksadığını, sermayenin, yatırımların bu bölgeden nasıl kaçıp öbür bölgelere gittiğini, nitelikli insan gücünün nasıl kaybedildiğini ve bunun topluma ne çeşit maliyetler doğurduğunu, en yeterli bu yörede yaşayan insanlarımız biliyor. Terörün, şiddetin en büyük bedelini bu bölgemizde, Diyarbakır’da, öteki vilayetlerimizde yaşayan insanlarımız görüyorlar. Bu tehditlerin ortadan kalktığı, huzurun oluştuğu ortamda da en büyük faydayı burada yaşayan insanlarımız görüyor. Çukur hadiselerini daima birlikte hatırlıyoruz, diğer hadiseleri hatırlıyoruz. Çok şükür şu anda Diyarbakır son derece huzurlu, bunu en düzgün görebildiğimiz göstergelerden biri, gelen turistler. Geçen yıl Diyarbakır turistle dolup taştı.”
Kısır çekişmeler, hiç kimseye yarar sağlamayacak çatışmalar ve kavgalarla ülkenin güç ve kaynaklarını harcamak yerine, ülkeyi daima birlikte çok daha güçlü noktalara taşımayı, farklılıkları zenginlik bilerek, bütün yörelerin potansiyelini harekete geçirmeyi amaçladıklarını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Bunun da yolu çokluk içinde birlik sağlamak; birliğimizi, beraberliğimizi bozmaya çalışanlara fırsat vermemek lakin birebir vakitte demokrasi, temel hak ve özgürlüklere, hukuka daima birlikte sahip çıkmak ve insanların legal taleplerini daima birlikte görüp bunları daha yüksek standartlara taşımak. Bunu birlikte yapabiliriz diye inanıyorum. Demokrasi, barış, hukuk, özgürlük ismi altında, aslında bunlarla hiçbir alakası olmayan işler yapanlara da daima birlikte dur dememiz lazım. Bu sözleri kullanmak değil, bu sözleri hayata geçirmek kıymetli. Kim barışa karşı olabilir, kim demokrasiye, hukuka, özgürlüğe karşı olabilir? Lakin bu sözleri kullanıp fiilen öteki işler yapıyorsanız, barışa, demokrasiye ziyan veriyorsanız. Temel hak ve özgürlükleri zayıflatıyorsanız o vakit bu sözler, yalnızca vitrinde kullanılan süsleme emelli sözler haline dönüşür ve işin gerçekliği farklılaşır. Münasebetiyle biz istiyoruz hakikaten. Bütün kesitlerle taraflarla birlikte halkımızın demokratik bir ortamda, hukuk devleti içinde ileriye yürümesini istiyoruz. Birliğimizi, kardeşliğimizi, beraberliğimizi hiç kimsenin bozmamasını istiyoruz. Bir tek gencimizi, bir tek insanımızı ideolojik aşırılıklara kurban etmek istemiyoruz.”
Yılmaz, AK Parti hükümetleri boyunca Diyarbakır’a toplam 125 milyar 778 milyon liralık yatırım yapıldığını lisana getirerek, eğitimde tüm mahalleleri, okullarla donattıklarını, terör nedeniyle büyük ziyan gören Sur ilçesini ve tarihi Suriçi’ni baştan sona yenilediklerini söyledi.
YÜZBİNLERCE MÜRACAAT YAPILDI
Yerinde Dönüşüm Projesi’ne 100 binlerce müracaat yapıldığını belirten Yılmaz, bu kapsamda Diyarbakır’da 3 bin 880 konut ve 444 ticari alan olmak üzere 4 bin 324 müracaat yapıldığını, sürecin devam ettiğini lisana getirdi.
Diyarbakır dahil olmak üzere sarsıntıdan etkilenen tüm vilayetleri ayağa kaldıracak ve eskisinden de daha yeterli bir noktaya taşıyacaklarını vurgulayan Yılmaz, şöyle dedi:
“Burada üç ayaktan oluşan bir stratejimiz var. Acil kısmını bitirdik. Şu anda çadırlarda bildiğim kadarıyla hak sahipliği manasında kalan yok. Münasebetiyle o acil müdahale kısmı bitti. Önümüzdeki süreçte üç başlığımız var. Birincisi kalıcı konutların inşa edilmesi. İkincisi konutlar yapmak yetmez altyapılarla konutları bütünleştirme. Altyapılarını, rehabilitasyonu, rezerv alanlara yaptığımız konutlara ulaşım, elektrik, yeri geldiğinde doğal gaz, sıhhat hizmeti, eğitim hizmeti, spor hizmeti bütün bu altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek. Üçüncü başlığımız ise ekonomik ve toplumsal hayatı canlandırmak. Bu üç başlık altında ‘risk kalkanı’ dediğimiz programımızın genel şemsiyesi altında hareket edeceğiz. Buna tahminen dördüncüyü de ek etmek lazım. O da şu; zelzele olmadan evvel yaptığınız bir liralık harcama sarsıntı sonrası yapacağınız 7 liraya karşılık geliyor. Hasebiyle afetler olsun diye beklemek yerine, riskleri tahlil edip kriz yönetmek yerine risk üretmemiz lazım. Bu manada da dönüşüm çalışmaları çok kıymetli. İnşallah Diyarbakır’da da bu dönüşüm çalışmalarına sürat vereceğiz. Birtakım yasal düzenlemeler de bu çerçevede Meclisimize gelebilir. Önümüzdeki periyot, kentsel dönüşümü hızlandırıcı, daha tesirli hale getirici bir süreç.”
BUNDAN SONRA DAHA ÖNCELİK VERECEĞİZ
Yılmaz, mümkün afetlere karşı hazırlıklı olmak ismine gerekli adımları kararlı formda atacaklarını belirterek, “Yaklaşık 20 milyon konut var Türkiye’de. Bunun üçte birinin neredeyse dönüşmesi gerekiyor. Münasebetiyle buradaki süreçleri hızlandırıp, riskli alanlarda dönüşümü sağlarsak yarın bir afet olduğunda Allah korusun; ne bir can kaybı olur ne de önemli bir hasarla karşı karşıya kalırız. Bundan sonra buna daha fazla değer ve öncelik vereceğiz.” dedi.
Diyarbakır’a kıymet katmak için çalıştıklarını, Silvan Projesi’ni hayata geçirdikleri takdirde kentteki ekonomik hayat, istihdam, ticaret ve sanayi üzere birçok noktayı etkileyeceğini anlatan Yılmaz, proje hayata geçtiğinde kentin çok farklı bir zenginliğe kavuşacağını kaydetti.
ÜRETİMİ ARTIRACAĞIZ
Diyarbakır’a 18,6 milyar lira bedelinde 5 baraj ve 13 sulama tesisini kazandırdıklarını, makul projelerle yatırımlara devam ettireceklerini aktaran Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son 21 yılda hayvancılığa verilen dayanağı yüzdelerle katlarla fakat söz edebiliyoruz. 5 bin 307 katına çıkarmışız 21 bir yıl öncesini nazaran. Olağan burada enflasyondan arındırarak bakmamız lazım lakin bu kadar enflasyon olmadı bu süreçte. Münasebetiyle çok önemli manada bir artış kelam konusu. Büyükbaştan küçükbaşa besiden süte, yemden arıcılığa kadar birçok alanı dayanak kapsamında artırdık. Burçları medeniyetlere beşiklik etmiş Diyarbakır surları ve bahçeleri üzere kültürel zenginliklerimize de sahip çıktık. Biliyorsunuz UNESCO dünya mirası kapsamına alındı bu pahalar. Bu da kültür turizmi manasında çok değerli hakikaten. Diyarbakır’ın yalnızca Diyarbakırlılara, yalnızca bu bölgeye, yalnızca Türkiye’ye değil tüm insanlığa aslında neler katabileceğini gösteren çok hoş örnekler. Diyarbakır başta olmak üzere, ülkemizin toprağına hakim kıldığımız ve daha da pekiştirmeye çalıştığımız huzur ve inanç ikliminde yatırımı, üretimi artıracağız.”
Huzur ve inanç ortamında teşvik siyasetleri ve dayanaklarıyla ileriki periyodun gündeminin özel yatırımlar olması gerektiğini tabir eden Yılmaz, bunun için elverişli bir ortam olduğunu, özel dal yatırımlarında da çok önemli artış sağlayarak gençlere, insanlara daha fazla aş ve iş, refah üreteceklerini lisana getirdi.
Dünya olarak, bölge olarak, düşünceli bir süreç içerisinde olduklarını, global kriz, global pandemi, bölgedeki savaşlar ve yüzyıllarda bir gelen afet üzere nedenlerin iktisat üzerinde önemli tesirleri olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
“Şimdi son seçimlerin bize sağladığı siyasi istikrar ve inançla birlikte 5 yıllık bir perspektif açıldı önümüze. Bu inanç ortamında, istikrar ortamında orta vadeli programımızı hazırlıyoruz. Eylül ayının birinci yarısında inşallah bunu toplumla paylaşacağız. Bu çerçevede çeşitli bölümlerle istişareler yürütüyoruz. Personel bölümüyle, patron kısmıyla, tarım bölümüyle, farklı bölümlerle istişare ediyoruz. Sendikalarla, istişare ediyoruz. Buralardan elde ettiğimiz datalarla tekrar üç temel ögesi olan bir orta vadeli programı toplumumuzla paylaşacağız. Bir taraftan zelzelenin tesirleri hariç olmak üzere, zira sarsıntı tesiri tek seferlik tesirdir. Bütçede elbette büyük bir yüktür fakat birkaç yıl sonra bu yük ortadan kalkacak. Hasebiyle yapısal bir bozulmaya yol açmıyor. Her yıl artan harcama kalemleri bütçeyi yapısal olarak bozar. Zelzele belirli kısıtlı bir mühlet tesirde bulunacak. Hasebiyle zelzele tesiri hariç bütçe açığının ulusal gelirine oranlı Avrupa Birliği standartlarında tutma maksadımız var. Bu manada, mali disipline ehemmiyet veriyoruz. Gelir artıcı birtakım önlemler aldık, onları harcama azaltıcı, tasarruf sağlayıcı önlemlerle kamudaki bilhassa önlemlerle devam ettireceğiz. Gayemiz, kamuda verimliliği, özel bölümde verimliliği daha da artırmak, hür piyasa şartları içinde, rekabetçi ortamda hem kamunun hem de özelin tasarruf gücünü artırmak. Toplam tasarrufumuzu böylelikle artırarak, cari açığı azaltmak ve kalkınmamızı daha sağlam, sağlıklı finansal kaynaklarla sürdürmek. İç tasarruflarınızı artırdığınız vakit, yatırımlarınızı da daha sağlıklı tasarruflarla finanse edebiliyorsunuz.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, para siyasetlerinde bir güncelleme yaptıklarını, gerekli çalışmaları Merkez Bankası’nın yürüttüğünü belirterek, “Orta vadeli programda para siyasetinin orta çerçevesi de tekrar yer alacak. Doğal ki ayrıntıları, bu işin uygulama kısmı Merkez Bankamızın vazifesi. Lakin hükümetle birlikte Merkez Bankamız, orta vadeli programda para siyasetimizin ana çerçevesiyle ilgili de birtakım sözler, birtakım genel siyaset ve öngörülerini ortaya koymuş olacak.” tabirlerini kullandı.
Yılmaz, programın akabinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Toplumsal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı Etkin Ömür Merkezini ziyaret etti.
Merkez önünde Bağlar Belediyesi Arbane Kümesi tarafından çalınan arbane ve Kürtçe müzikler eşliğinde karşılanan Yılmaz, daha sonra burada gençlerle buluştu, sorularını cevapladı.