Nöbetçi Eczaneler
Kahramanmaraş sarsıntılarında büyük ziyan gören Malatya’nın Çığlık Köyü sakinleri, yerleşim yerine 200 metre aralıkta, fay sınırı üzerinde çalışmalara başlayan maden ocağı şirketine reaksiyon göstererek mevzuyu yargıya taşıdı. Köylülerden Mustafa Kılıç, “Devletimiz bana organik tarım yapayım diye beni teşvik ediyor. Bana bunun içinde her sene para ödüyor. Organik kayısı yetiştiriyorum ancak yanıbaşında maden ocağı var. Artık ben nasıl bu organikliği nasıl devam ettireceğim” dedi. CSK Madencilik yetkililerinden Cem Sinan Koç ise, “Demir madeni değil potasyum madeni ve organik gübre için kullanılacak. 4 üniversiteye yaptırdığımız çalışma var orada. 4 üniversite organik gübre yaparsak topraklarımızı kimyasaldan kurtaracağız diyor. Bizim yapacağımız projeyle Anadolu’daki topraklarımızın kurucusu olacağız. Bu projenin kayısı bahçelerine asla ziyanı yok” karşılığı verdi.
Doğanşehir’in Çığlık köyünde, 2018 yılı sonrasında Çevresel Tesir Değerlendirmesi (ÇED) raporu alarak Çığlık’ta maden aramaya başlayan CSK Madencilik şirketine işletme ruhsatı verilmesi köylülerin yansısına neden oldu.
“BİR TARAFTA ORGANİK KAYISI ÜRETİMİ BAŞKA TARAFTA FELDSPAT SAHASI”
Çığlık’ta maden şirketiyle köy halkı ortasında başlayan çabayı anlatan Ziraat Mühendisi Güngör Yıldırım, maden alanının yerleşim yerine yalnızca 200 metre uzaklıkta olduğu bilgisini paylaşarak şunları söyledi:
“Malatya Doğanşehir’e bağlı Çığlık köyünde 2018’de ÇED raporu alınmış olan CSK Madenciliğe ilişkin olan demir ve feldspat maden alanı yer almaktadır. Aybeks Mineral Madencilik şirketine, 2008-2009 yılında bölgede demir ve feldspat madeni çıkarması için ruhsat verildi. 2018 yılında ise şirkete ÇED raporu verildi. Daha sonra firma, burayı CSK Madenciliğe devretti. Şu an CSK Madencilik Şirketin aldığı ÇED raporunda 4 poligon yer alıyor. Bu poligonlar 4 farklı noktada yer alıyor. Firma burada kırma eleme tesisinin imaline başladı. Bir iki kez hafriyat için geldiler. Köylüler bu duruma karşı reaksiyon göstererek kazıyı durdurduk. Durdurma sebebimiz ise bulunduğumuz bölgenin 200 metre yakınında köy yerleşim merkezi bulunuyor. Ayrıyeten maden alanının sıfır noktasında çiftçilerin tapulu yerleri ve organik kayısı üretilmektedir. Feldspat alanına 70-80 metre yakında bahçe meskenleri de bulunuyor.”
Şirketin haftada iki sefer dinamitle patlatma müsaadesi olduğunu söyleyen Yıldırım, “Bu patlamalardan çıkacak olan toz öncelikle Çığlık köyünü daha sonra buraya çok yakın olan Doğanşehir merkezini etkileyecektir. Bölgede maden kazılarında çıkan tozları engelleyebilecek dağ ve zirve yok. Bu yüzden hem Çığlık hem de Doğanşehir’i olumsuz etkileyecektir” dedi.
6 ŞUBAT’TA OLUŞAN FAY ÇİZGİSİNE 50-60 METRE
Maden alanının yapılacağı alanın, fay çizgisine da çok yakın olduğunu belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Maden firmasına ÇED raporu 2018 yılında verildiği vakit fay çizgisi bilinmiyordu. 6 Şubat Kahramanmaraş sarsıntısından sonra MTA haritasında Çığlık fay çizgisi diye yeni bir fay ortaya çıktı. Bu fay sınırı maden alanının eleme kırma noktasının çabucak yan tarafında ve patlatma bölgesinin de 50- 60 metre yakınında. Yeni oluşmuş bir fay çizgisidir. Çok etkindir. Bilim insanları bu fay sınırı üzerinde büyük bir sarsıntı bekliyorlar. Burada yapılacak olan patlatmalar fay çizgisini tetikleyecektir. Köyün içme sularının geldiği içme suyu deposu da bu maden alanının çabucak alt tarafında yer alıyor. Bu maden ocağı hem hayat hem de tarım alanlarımızı yok edecekler. Ayrıyeten Çed raporuna nazaran, firma dışarıdan da madenleri getirerek burada kelam konusu alanda kırma, ayrıştırma sürecini yapabilecek. Biz bu madenin açılmasını istemiyoruz, köylüler olarak karşısındayız. Hukuksal olarak gerekli süreçleri başlattık. Gerekli makam ve mercilerden bize takviye vermelerini bekliyoruz. Hem etrafa vereceği ziyan doğrultusunda hem de en değerlisi olan fay çizgilerini tetikleyeceği için madenin kapatılmasını istiyoruz.”
“ORGANİK TARIM YAPIYORUM, YANIMDA MADEN OCAĞI VAR”
Kahramanmaraş merkezli sarsıntıda büyük bir yıkıma uğrayan Çığlık köyünde yaşayan Mustafa Kılıç ise şunları söyledi:
“Devletimiz bana organik tarım yapayım diye beni teşvik ediyor. Bana bunun içinde her sene para ödüyor. Bu sene de olduğu üzere. Beni teşvik ediyor. Ben de ona uyuyorum ve organik tarım yapıyorum. Organik kayısı yetiştiriyorum fakat yanı başında maden ocağı var. Artık ben nasıl bu organikliği nasıl devam ettireceğim? Yani bu hususta ilçe tarımında bize yardımcı olması lazım lakin ilçe tarımda vilayet tarımdan da kâfi takviyesi göremedik. Hiçbir takviye göremedik. Yani köylü kendi başına kendi yansısını kendi gösteriyor. Yani, hiçbir kurumdan, kuruluştan dayanak alamadık. Diyeceğim bunlar biz madene karşıyız. Yani işletilmesinden yana değiliz. Olağan ki taş ocakları, madenler olsun, memleket için gerekli olan şeyler. Biz buna da karşı değiliz maden ocakları olmalı, taş ocakları olmalı fakat meskün mahal orta yerinde maden ocağının olması çok düzgün bir sonuç vermez. Yani bu köyler için, bu yerler için. Halbuki daha dağlık yerler var. Daha köyün çok dışında olan yerler var oralarda bu süreçler yapılabilir.”
“AVUKATLARIMIZ VİLAYET TARIM’DA EVRAK ALAMIYORLAR. BİZE EVRAK GÖSTERMİYORLAR”
Maden ocağının köyün geleceğini tehdit ettiğini belirten Hayri Yıldırım ise şunları söyledi:
“Orada bir maden alanını, madenin işte zenginleşme ve işletme projesiyle birlikte bunu işletmeye karşıyız zira bizim geleceğimiz, bizim çocuklarımız bizim köylü olarak geleceğimizin yok olacağını köyün büsbütün bitecek bir duruma gelecek. Bunun için köylü olarak biz hem örgütleniyoruz hem de bu madenin burada çalışmasına karşıyız. Biz köylü olarak karşısında duracağız zira yanıbaşında arkadaşlarımızın söylediği üzere organik tarım var tam sıfır noktasında bir tarafta da maden işletmesi. Biz bu maden işletmelerini yıllardır biliyoruz, Yuvalıyı örnek alalım, işte İkizdereleri sağda solda her tarafı talan ettiklerini biz gidip görüyoruz ve ne duruma geleceğini biz biliyoruz. İleride başıma ne başımıza ne açacağını, nelere karşı karşıya geleceğimizi biliyoruz. Onun için biz baştan istemiyoruz. Biz gerekli yerlere de kaymakamlığa da bine yakın imza topladık. Müracaat yaptık. Biz hukukî olarak da mahkemeye vereceğiz. Lakin mahkemeye vermek için avukatlarımız Vilayet Tarım’da evrak alamıyorlar. Bize evrak göstermiyorlar. Avukatımızın gittiği halde resmi olarak evrak göstermeleri gerekirken yasal olarak onu bile göstermiyorlar.”
“ANADOLU’DAKİ TOPRAKLARIMIZIN KURUCUSU OLACAĞIZ”
Öte yandan mevzu hakkında telefonla arayarak bilgi aldığımız CSK Madencilik yetkililerinden Cem Sinan Koç ise maden projesinden daha çok organik gübre projesi üzerine çalışacaklarını söyledi. Köyde büsbütün manipülasyon yapıldığını savunan Koç, “Demir madeni değil potasyum madeni ve organik gübre için kullanılacak. 4 üniversiteye yaptırdığımız çalışma var orada. 4 üniversite organik gübre yaparsak topraklarımızı kimyasaldan kurtaracağız diyor. Bizim yapacağımız projeyle Anadolu’daki topraklarımızın kurucusu olacağız. Bu projenin kayısı bahçelerine asla ziyanı yok. Bizden evvelki bireyler ÇED’i almışlar. ÇED’e dinamitle patlatma var fakat burada ona gerek yok. Dinamitle patlatma asla olmayacak” dedi.