Nöbetçi Eczaneler
Haber: TAMER ARDA ERŞİN – Kamera: ÜNAL AYDIN
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Yıllardır süratli tren kelamı veriyorlar değil mi? Her gelen yapacağız diyor. 22 yıldır yapamadılar. Lakin unutmayın bay Kemal kelam verdi mi, kelamından dönmez. Yalnızca süratli tren mi? Hayır. Şayet Kayseri‘yi demiryoluyla denize bağlamazsanız ihracatta beklediğiniz performansı sağlayamazsınız. Demiryolunu tıpkı vakitte Kayseri‘den Mersin’e, İskenderun’a bağlayacağız. Merkez Türkiye projesini büyüttük. Tıpkı vakitte Samandağ’da başlayıp Mersin’e kadar olan sınırı Akdeniz’in en büyük üretim üssü haline getireceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, “Adalet diyoruz değil mi? Adalet yalnızca mahkeme salonunda olmaz. Hayatın her alanında adalet olur. Emekliye, açlık sonunun altında aylık veriyorsan orada adalet yok demektir. Emekliyi açlığa mahküm ettin. Beşli çeteleri açlığa mahküm ettireceğiz lakin vatandaşı değil” diye konuştu.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri‘de miting düzenledi. Mitinge; DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş da katıldı.
Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Gençler iktidar diyorsunuz değil mi? Halkın iktidarını istiyor musunuz? Personelin, çiftçinin, köylünün, esnafın iktidarını istiyor musunuz? Garibin gurebanın iktidarını istiyor musunuz? O vakit, son ana kadar çalışacağız. Vatandaşlarımızı ikna edeceğiz.
“KAYSERİ’Yİ, BÖLGENİN EN GÜÇLÜ VİLAYETLERİNDEN BİRİSİ HALİNE GETİRMEK ZORUNDAYIZ”
Kayseri‘yi biliyorum. 1974’lerden bu yana Kayseri‘yi çok güzel biliyorum. Kendi dinamikleriyle büyüyen Anadolu’nun kilit vilayetlerinden birisi olan Kayseri… Lakin son yıllarda giderek kan kaybetti. Kişi başına gelir düşmeye başladı. Beşerler işsiz olmaya başladı. Çok sayıda insan, yoksulluğa mahkum edildi. Artık bunu değiştirmek zorundayız. Bir arada değiştirmek zorundayız. Kayseri‘yi tekrar bölgenin en güçlü vilayetlerinden birisi haline getirmek zorundayız. Zira, Kayseri kilit bir kent.
“DEMİRYOLUNU BİREBİR VAKİTTE KAYSERİ’DEN MERSİN’E, İSKENDERUN’A BAĞLAYACAĞIZ”
Yıllardır süratli tren kelamı veriyorlar değil mi? Her gelen yapacağız diyor. 22 yıldır yapamadılar. Lakin unutmayın Bay Kemal kelam verdi mi, kelamından dönmez. Yalnızca süratli tren mi? Hayır. Şayet Kayseri’yi demiryoluyla denize bağlamazsanız ihracatta beklediğiniz performansı sağlayamazsınız. Demiryolunu birebir vakitte Kayseri’den Mersin’e, İskenderun’a bağlayacağız. Merkez Türkiye projesini büyüttük. Tıpkı vakitte Samandağ’da başlayıp Mersin’e kadar olan çizgisi Akdeniz’in en büyük üretim üssü haline getireceğiz. Münasebetiyle Türkiye üreten değil birebir vakitte dünya ile rekabet eden bir ülke haline gelecek.
“UZAY ARAŞTIRMALARI MERKEZİ YAPACAĞIZ”
Ben, üniversiteleri bilgi üreten bir Türkiye, teknolojide değerli adımlar atan bir Türkiye… Söyledim. Atatürk Havalimanı’nı uzay araştırmaları merkezi yapacağım dedim. Kıyamet koptu. Nasıl yaparsın? Yapacağız. Uzay araştırmaları merkezi yapacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayallerini gerçekleştireceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği hoş bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.
“DEVLET, VATANDAŞINI DOYURUR, DEVLET SOYGUNCULARA HİZMET ETMEZ”
Beşli çetelerin at koşturduğu bir Türkiye’yi değil, herkesin caddelerinde, sokaklarında huzur içinde gezdiği bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Devlet, vatandaşını doyurur, devlet soygunculara hizmet etmez. Soygunculara hizmet eden bir devlet anlayışından, vatandaşına hizmet eden bir devlet anlayışına geleceğiz, birlikte, birlikte geleceğiz. Baharı getireceğim bu ülkeye. Bu ülkeye kardeşliği, birlikteliği, huzuru getireceğim.
“418 MİLYAR DOLARI GETİRECEĞİM, BU HALKIN CEBİNE KOYACAĞIM”
Kayseri’nin kooperatif mağdurlarının meselelerini da biliyorum. Oralarda dönen dolapları da biliyorum. Türkiye’de dönen dolapları da biliyorum. Hani diyorum ya 418 milyar doları getireceğim, bu halkın cebine koyacağım diye. İtiraz ediyorlar. Parayı getiremezsin diyorlar. Hiç kaygı etmeyiniz, bu kardeşiniz malı götürenlerin hepsini biliyor. Tek tek son kuruşuna kadar getireceğim, alın terinin hakkını hukukunu teslim edeceğim.
“EMEKLİLERİMİZ BANKAYA GİDECEKLER ORADA KURBAN BAYRAMI’NDA 15 BİN LİRA PARA YATTIĞINI GÖRECEKSİNİZ”
2015 yılından bu yana emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı’nda taban fiyat kadar ikramiye ödeyin dedim. Parayı nereden bulacaksın? Evvel o yaygara başladı. Elin oğluna var da emekliye niçin yok? Bulacaksın. Para var bütçede. Bütçedeki paranın nereye harcandığına siyasi iktidar karar verir. Emekliye vermeyeceğim dedi. Ben de ısrar ettim. Sonra vermeye başladılar. Ancak 1000’er lira. Sonra seçim yaklaştı biraz yükselttiler. Allah nasip eder, sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda emeklilerimiz bankaya gidecekler orada Kurban Bayramı’nda 15 bin lira para yattığını göreceksiniz.
“EMEKLİYİ AÇLIĞA MAHKUM ETTİN. BEŞLİ ÇETELERİ AÇLIĞA MAHKUM ETTİRECEĞİZ LAKİN VATANDAŞI DEĞİL”
Adalet diyoruz değil mi? Adalet yalnızca mahkeme salonunda olmaz. Hayatın her alanında adalet olur. Emekliye, açlık sonunun altında aylık veriyorsan orada adalet yok demektir. Açlık hududunu ben belirlemiyorum. Türk-İş belirliyor. Emekliyi açlığa mahkum ettin. Beşli çeteleri açlığa mahkum ettireceğiz lakin vatandaşı değil.
“GENÇLER, SİZE KELAMIM SÖZ. BENİ, CUMHURBAŞKANI SEÇTİĞİNİZDE ÇOK RAHAT BİR HALDE ELEŞTİREBİLECEKSİNİZ”
Bakın gençler dersime âlâ çalıştım. Kayseri’de birinci defa sandığa gidip oy kullanacak genç sayısı, 88 bin 29 kişi. Türkiye genelinde yaklaşık 5 milyon 300 bin genç sandığa gidecek oyunu kullanacak. 5 milyon 300 bin genç, dünya siyaset tarihine hoş bir armağan bırakacak. Diyecek ki dünya Türkiye’de otoriter bir rejim vardı; tweet atarken bile çekiniyorduk; biz, otoriter bir idaresi demokratik yollarla gönderdik. Yerine demokrasiye inanan bir kişiyi getirdik diyeceksiniz. Gençler, size kelamım söz. Beni, cumhurbaşkanı seçtiğinizde çok rahat bir halde eleştirebileceksiniz. O özgürlüğü vereceğim size. Yanlışım varsa eleştirin. Tenkit kadar bedelli bir şey yoktur. Zira siyaset ve siyasetçi tenkitten ders çıkarmak zorundadır. Demokrasi budur. Demokrasi, güzel görü rejimidir.
“EVLATLARIMI ZEHİRLEYEN O UYUŞTURUCU BARONLARININ KÖKÜNÜ DE KAZIYACAĞIM”
Ayrıca maksat aldığım bir kitle daha var. Uyuşturucu baronlar… Onların da kökünü kazıyacağım. Uyuşturucu baronlarıyla kucak kucağa geziyorlar. Birlikte fink atıyorlar. Size kelamım var. Gencecik evlatlarımı zehirleyen o uyuşturucu baronlarının kökünü de kazıyacağım. Tamamını göndereceğim.
“3 MİLYON 600 BİN SURİYELİ KARDEŞİMİZ VAR. EN GEÇ İKİ YIL İÇERİSİNDE ONLARI SURİYE’YE UĞURLAYACAĞIZ”
Bütün sonlarımız yol geçen hanına döndü. Ne diyordu sondaki tabela? Hudut namustur. ya hu hudut namussa, nasıl oluyor da yol geçen hanına dönüyor? 3 milyon 600 bin Suriyeli kardeşimiz var. En geç iki yıl içerisinde onları Suriye’ye uğurlayacağız. Bay Kemal kelam verdi mi meblağ. Suriye ile barışacağız, büyükelçilikleri açacağız. Onların can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Kardeşim buyur kendi ülkene…
“MAHKEMELERDE EN ÇOK GÖRÜLEN DAVA, KONUT SAHİBİ KİRACI DAVASI… BAKIN 22 YILDIR ÇÖZEMEDİLER”
Kiralar aldı başını gidiyor. Şu anda mahkemelerde en çok görülen dava, konut sahibi kiracı davası… Bakın 22 yıldır çözemediler. TOKİ daha evvel 1 buçuk milyon civarında konut yaparken son 22 yılda 500 bin civarında konut yaptı. Kime yapıyor bu konutları? Sırtı kalınlara yapıyor. Bay Kemal, sırtı kalınlardan yana mıdır? Bay Kemal halktan yanadır. Halk için çalışır. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa bay Kemal de açtır. Bunların tamamını düzelteceğim. Aile takviyeleri sigortasıyla göreceksiniz bütün bayanların geleceği garanti altına alınacak. Hiçbir bayan ben fakirim demeyecek. Aile dayanakları sigortasıyla sağ elin verdiğini sol el görmeyecek.
“ŞUNDAN EMİN OLMANIZI İSTERİM: KUL HAKKI YEMEDİM. KUL HAKKI YEDİRMEYECEĞİM”
Bay Kemal için her şey söylenir. Her türlü iftira atılır. Şundan emin olmanızı isterim: Kul hakkı yemedim. Kul hakkı yedirmeyeceğim. 27 buçuk yıl devlette çalıştım. Siyasete girdiğim gün bütün malvarlığımı açıkladım. Siyaset, zenginleşme alanı değildir. Bir kişi siyasette zenginleşiyorsa malı götürüyor demektir.
“SİNAN ATEŞ’İN DE GAFFAR OKKAN’IN DA HAKKINI SONUNA KADAR ARAYACAĞIM. O FAİLLERİ GETİRECEĞİM. KULAKLARINDAN TUTUP MAHKEMEYE TESLİM EDECEĞİM”
Sinan Ateş… Bakınız bir genç, yürekli, pak bir genç ve bir akademisyen Ankara’nın ortasında vuruluyor ve failleri yakalanmıyorsa bir meselemiz var demektir. Sinan Ateş’in de Gaffar Okkan’ın da hakkını sonuna kadar arayacağım. Hiç kaygı etmeyin. O failleri getireceğim. Kulaklarından tutup mahkemeye teslim edeceğim. Adaleti orada sağlayacağız.
“ASKERİ HASTANELERİN TAMAMINI KAPATTILAR”
20 milyar dolar kıymetindeki tank palet fabrikasını, Katar ordusuna sattılar. O fabrikayı alacağım, ordumuza vereceğim. Askeri hastanelerin tamamını kapattılar. Dünyada hastanesi olmayan tek ordu, bizim ordumuz. ya hu askeri hastanenin açık olması lazım. Az kaldı o hastanelerin tamamını açacağız.”