Nöbetçi Eczaneler
Haber: TAMER ARDA ERŞİN – Kamera: FURKAN ERDEM
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erzincan Tercan
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Erzincan’da; Tercan Meydanı’ndan düzenlenen Halk Buluşması programına katıldı. Kılıçdaroğlu’ndan evvel vatandaşlara, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül hitap etti. Sarıgül, şunları söyledi:
“Sayın Genel Liderim, Erzincanlım her olaya dayanır fakat haksızlığa dayanmaz, vefasızlığa asla dayanmaz. Bugün Erzincan’a can geldi, canımıza can kattınız. Tarlada, fabrikada üretim, kamuda dürüst idare diyen, yalnızca kendisine oy verenlerin hakkını, hukukunu değil AK Parti’ye, MHP oy veren kardeşlerimizin de hakkını koruyan, ulusal birlikten ayrılmayan, inançlara saygılı, laikliği her vakit savunan Genel Liderimiz beğenilen geldiniz.”
Kılıçdaroğlu ise şöyle konuştu:
“Sizinle biraz sohbet edeceğiz. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları biliyorsunuz. Emeklinin durumunu biliyorsunuz, çiftçinin durumunu biliyorsunuz. Diyeceksiniz ki bu kadar sıcakta, bu ortamda sanki Kılıçdaroğlu bize ne anlatacak? Çiftçi dediğiniz kişi tarlasında çalışır, alın teri döker, eserini elde eder. Sonra götürür; hatırlar mısınız Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üstünde şöyle bir tabir vardı: ‘Ofis, çiftçinin kara gün dostudur’ diye. Bugün buğdayınızı, arpanızı aldınız. Götürdünüz olağanda bunları almaları lazım. Sıraya koyuyorlar; sonra ‘paranızı dört beş ay sonra ödeyeceğiz’ diyorlar. Fakat şunu sakın unutmayın: Çiftçinin parasını dört ay sonra ödeyeceğim diyor; lakin beşli, çetelerin paralarını tıpkı gün tak tak tak ödüyor üstelik dolar olarak ödüyor. Benim misyonum de sizin milletvekilinizin vazifesi üzere; sizin hakkınızı ve hukukunuzu savunmaktır. Kim alın teri döküyorsa, kim alın teri ile uğraş ediyorsa, kimin alın teri ile helal ekmek kazanıyorsa; her vakit ve her ortamda onun yanında oldum. Olmaya da devam edeceğim.
“DIŞARIDAN BUĞDAY ALIYORLAR, ARPA ALIYORLAR, ET ALIYORLAR, NOHUT ALIYORLAR. DÜNYANIN MİLYAR DOLARLARINI ÖDÜYORLAR. BİZİM ÇİFTÇİYE GELİNCE PARA YOK DİYORLAR”
Mazotu biliyorsunuz, nereden nereye geldiğini; gübreyi biliyorsunuz, nereden nereye geldiğini. Bunları, siz yaşayarak, siz satın alarak görüyorsunuz. Biz de okuyoruz. Biz de dinliyoruz. Çiftçiyle bir ortaya geliyoruz; ziraat odalarıyla, üreticilerle konuşuyoruz.
Dışarıdan buğday alıyorlar, arpa alıyorlar, et alıyorlar, canlı hayvan, mercimek, nohut alıyorlar. Dünyanın milyar dolarlarını ödüyorlar. Ancak bizim çiftçiye gelince ‘para yok’ diyorlar. Sizin, Türkiye genelinde hakkınızı ve hukukunuzu Kemal kardeşiniz sonuna kadar savunacak. Bundan emin olmanızı isterim.
“ALLAH AŞKINA ESNAF SATTIĞI ESERİN YERİNE GİDİP YENİSİNİ ALMAK İSTEDİĞİ VAKİT PARASI YETMİYOR. SABAH ARTIRIM ÖĞLEN ARTIRIM AKŞAM ZAM”
Esnafın durumu… Allah aşkına esnaf sattığı eserin yerine gidip yenisini almak istediği vakit parası yetmiyor. Sabah artırım öğlen artırım akşam zam… Nereye gidecek bu işin sonu? Hasebiyle esnaf kardeşim de yeri vaktini gelince sigorta primini dahi ödeyemiyor. Ödeyemediği için de bu sefer sıhhat hizmetlerinden yaralanamıyor. Bu düşünceyi da biliyorum. Her gittiğim yerde seslendirdim. Seslendirmeye de devam edeceğim. Çiftçiye nasıl Ziraat Bankası’nın ucuz kredi vermesi gerekiyorsa, Halk Bankası’nın da esnaf dostu olarak esnafa ucuz kredi vermesi lazım. Ancak kesiyorlar önünü. Size gelince krediyi vermiyorlar, fakat ağalara paşalara gelince dünyanın kredisini, üstelik çok düşük faizlerle veriyorlar. Bunların hepsini ben hafızamın bir köşesine yazdım, sizler de hafızanızın bir köşesine yazın.
“TERCANLILARA ŞÜKRAN BORÇLUYUM. SON SEÇİMLERDE BİR TARİH YAZDINIZ”
Ayrıca Tercanlılara şükran borçluyum. Son seçimlerde bir tarih yazdınız. Sağ olun var olun. Bütün Tercanlı kardeşlerime yürekten teşekkür ederim. Samimi söylüyorum. Hakkı teslim ettiniz.
“BELEDİYE LİDERLERİ SEÇİMİNDEN SONRA ASIL ARTIRIMI O VAKİT GÖRECEKSİNİZ”
Emekliye gelince… Emeklinin durumunu biliyorsunuz. Ne diyorlar? ‘Emekliye artırımı yıl sonunda vereceğiz’; yani, ‘ocak ayında vereceğiz’ diyorlar. Ne demektir, ‘ocak ayında vereceğiz, asıl artırımı ocaktan sonra yapacağız, artık durumu yönetim ediyoruz; modül kesim artırım yapıyoruz. Fakat ocaktan sonra göreceksiniz yağmur üzere gelecek’ diyorlar.
O nedenle benim, size bugünden hatırlatma vazifem var. Allah aşkına evlatlarınızı seviyorsanız, bu hoş ülkeyi seviyorsanız, huzur içinde bu memlekette hepimiz rahat yaşamak istiyorsak, önümüzdeki belediye seçimlerinde ne olursunuz elinizi vicdanınıza koyunuz ve oyunuzu o denli kullanın. Halktan yana, adaletten yana, hukuktan yana beşerden yana kullanın.
“200 LİRA BANKNOT 2009 YILINDA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ. YÜRÜRLÜĞE GİRİNCE BU BANKNOTLA 131 DOLAR PARA ALIYORDUNUZ. ARTIK İSE YALNIZCA 7 DOLAR ALIYORSUNUZ”
Bakın bu 200 lira… Piyasada en yüksek rakamlı banknot bu 200 lira. Ne vakit çık ve bugüne kadar ne yapıldı. 200 lira banknot 2009 yılında yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girince bu banknotla 131 dolar para alıyordunuz. Artık ise yalnızca 7 dolar alıyorsunuz. Paranın nasıl eridiğini bundan daha hoş bir örnek göstermez. İki, pirinç bu para yürürlüğe girdiğinde 44 kilo pirinç alınıyordu. Artık bu 200 lirayla en fazla 5 kilo pirinç alıyorsunuz. Kuzu eti, birinci çıktığında 14 kilo kuzu eti alabiliyordunuz. Artık yalnızca 600 gram alabiliyorsunuz.
“PARANIN PRESTİJİ, MİLLETİN PRESTİJİDİR. BUGÜN 200 LİRANIN NEREDEN NEREYE GELDİĞİNİ VE TÜRKİYE’NİN PRESTİJİNİN NE OLDUĞUNU GÖRDÜNÜZ”
Şimdi tekrar Tercan halkına, Erzincan’a Sarıgül’ün tabiriyle ben de seslenmiş olayım. Canlarım… Dostlarım… Şayet biz cansak memleketin içinde bulunduğu durumu daima birlikte düşünmek zorundayız. Şayet biz cansak memleketi bu badireden kurtarmak zorundayız. Şayet biz cansak, milliyetçiysek, ülkemizi seviyorsak bunun gereğini yapmak zorundayız. Bakınız bu banknot çıktıktan bir mühlet sonra Erdoğan şu konuşmayı yaptı: ‘Para tıpkı bayrak üzere, tıpkı marş üzere bir ülkenin gücünü, prestijini, bağımsızlığını simgeler.’ Hakikat mu? Evet doğrudur. Paranın prestiji, milletin prestijidir. Bugün 200 liranın nereden nereye geldiğini ve Türkiye’nin prestijinin ne olduğunu gördünüz. Şayet bir ülkeyi yöneten kişinin mal varlığı hasebiyle tehdit ediliyorsa, bak beni kızdırma senin mal varlığını açıklarım deniliyorsa o vakit Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulları benim de sizin de düşünmeniz lazım. Onun için elinizi vicdanınıza koyun o denli oy kullanın.”