Nöbetçi Eczaneler
Kyodo’nun haberine nazaran, Çin’de Japon kurumlarına ve vatandaşlarına yönelik tacizlerin artması nedeniyle Japonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Okano Masataka, Çin’in Tokyo Büyükelçisi Vu Cianghao’yu Bakanlığa çağırdı.
Bakan Yardımcısı Okano, Büyükelçi Vu ile görüşmesinde, Çin hükümetinden, “halkı sükunete teşvik etmesini” ve Japon vatandaşları ile kurumlarının güvenliğini sağlamasını istedi.
Okano, Çin hükümetinin atık suyun güvenliğine ait vatandaşlarına “doğru bilgileri aktarma” davetinde bulundu.
Vu da görüşmede Japonya’daki Çin diplomatik misyonlarına gelen şikayet telefonları nedeniyle sınırlarının çalışamaz hale geldiğini belirterek Tokyo idaresine protesto notası verdi.
İki ülke hükümetleri ortasındaki uyuşmazlık nedeniyle toplumsal tansiyonun de arttığının işaretleri gözleniyor.
Atık suyun okyanusa boşaltılmaya başlamasını izleyen günlerde Japonya’nın Pekin Büyükelçiliğinin yanı sıra, Fukuşima’daki okullardan, Hokkaido’daki bir konfeksiyon atölyesine, ortalarında akvaryum ve balık restoranlarının olduğu deniz eserleriyle ilgili çok sayıda işletme Çin’den çok sayıda şikayet ve taciz telefonu açıldığını bildirdi.
Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nin işletmecisi Tokyo Elektrik Gücü Şirketi (TEPCO) de 4 günde Çin’den 6 binden fazla telefon aldığını açıkladı.
Japon hükümet kaynakları da Japonya’nın Pekin Büyükelçiliğinin bahçesine bir tuğlanın fırlatıldığı, ayrıyeten Çin’in Çingdo ve Sucou kentlerindeki iki Japon okulunun bahçesine yumurta ve taş atıldığı bilgisini paylaştı.
Öte yandan Çin, toplumsal medyasında Japonya’nın Fukuşima kararını eleştiren paylaşımlarla Japonya’dan ithal eserlere boykot davetleri yapılıyor.
Başbakan Kişida Fumio, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Japonya’nın atık suyu tahliye planının “küresel güvenlik standartlarına uygun olduğunu”, “ABD ve Avustralya dahil çok sayıda ülke tarafından onaylandığını” savunarak taciz sorununa ait, “Olaylar hüzün verici” sözünü kullandı.
Kişida, Çinli yetkilileri atık suyun tahliyesini “bilimsel olarak” anlatmak için diyaloğa hazır olduklarını belirtti.
Çin ise Japonya’nın kararına muhalefetini sürdürürken Japon vatandaşlarının taciz edildiği tezlerine dair yorum yapmaktan kaçındı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, Pekin’de düzenlenen olağan basın toplantısında, Kişida’nın kelamlarının eleştirerek “Atık suyun okyanusa tahliyesi deniz ekolojisini ve insan sıhhatini ilgilendiren bir durum, hiçbir biçimde Japonya’nın kendi özel sıkıntısı değil. Tek bir ülkenin siyasi hesaplarla buna yeşil ışık yakması bu hareketi legal kılmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Japonya daha evvel açıkladığı plan uyarınca Fukuşima’daki radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltılmasına 24 Ağustos’ta başlamıştı.
Çin, Japon hükümetinin, tenkitlere ve karşı çıkışlara karşın tek taraflı boşaltma sürecine başlamasını “küresel kamu çıkarını hiçe sayan son derece bencil ve sorumsuz bir eylem” olarak niteleyerek protesto etmiş ve Japonya’dan deniz eserleri ithalatını durdurmuştu.
Fukuşima’daki radyoaktif atık suyun birinci evrede 17 gün içinde 7 bin 800 tonu okyanusa boşaltacak. Mart 2024’e kadar toplam 31 bin 200 ton radyoaktif atık suyun tahliyesi planlanıyor.
Plan, bölgede yaşayan balıkçıların ve etraf muhafaza aktivistlerinin yanı sıra Çin ve öteki komşu ülkelerin reaksiyonuna sebep oluyor.
Tokyo hükümeti, tenkitlere karşı, okyanusa tahliyesi planlanan radyoaktif atık suyun pak suyla seyreltildiğini, böylelikle sudaki radyoaktif gereç ölçüsünün insan sıhhati ve etraf için ziyanlı kabul edilen oranların 40’ta 1’i kadar altında olduğunu savunuyor.
Uluslararası Atom Gücü Ajansı, santralde yaptığı incelemelerin akabinde 4 Temmuz’da yayımladığı raporda, Japonya’nın atık suyun tahliyesi planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğunu bildirmişti.
Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki zelzelenin yol açtığı tsunami, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki 4 nükleer reaktörden 3’ünde hasara yol açmış, radyoaktif serpinti nedeniyle santralin etrafı “tahliye bölgesi” ilan edilmişti.