Nöbetçi Eczaneler
MUĞLA’nın Menteşe ilçesinde Esra Ç.’yi (17) muayene ettiği sırada cinsel istismarda bulunduğu savıyla tutuklanan, akabinde iftiraya uğradığı ortaya çıkan Muğla Eğitim-Araştırma Hastanesi’nde vazifeli Dr. Ufuk S. (31), bahse ait yaptığı yazılı açıklamada, “Bugüne kadar mesleğimi, meslek etiği ve insani vicdanımla, hakkıyla yerine getirdim. Meslek hayatımda vazifem ile ilgili hiçbir ikaz ve ceza almadım. Hakkımdaki bu iftira süreci hem beni hem ailemi hem de çalışma arkadaşlarımı yerle bir etti. İftiracı hakkında da tüzel olarak davamızı başlattık” dedi.
Menteşe’de yaşayan Esra Ç., 4 Ağustos’ta Muğla Eğitim-Araştırma Hastanesi’nde misyonlu Dr. Ufuk S.’nin kendisini muayene ettiği sırada cinsel istismarda bulunduğu savıyla polise şikayetçi oldu. E.Ç., sözünde, “Halsizlik ve nefes darlığı şikayetiyle Muğla Eğitim-Araştırma Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıklar Kısmı’na gittim. Muayene odasında hekim, eldivensiz formda göğsüme dokundu. İç çamaşırımı çıkarmamı istedi. Reaksiyonsuz kalıp, çıkarmayınca kendisi çıkardı. Rahatsız edici halde sorular sordu. ‘Muayene edeceğim’ diyerek cinsel bölgeme eldivensiz halde dokundu. Çalıştığım kuaföre müşteri olarak gelen tıpkı hastanede misyonlu hekim Hülya K.’ya mevzuyu anlattım. ‘Sana bu halde muayene yapamaz, polise git şikayetçi ol, aslında daha evvel de hakkında bu tıp şeyler duymuştum’ demesi üzerine şikayetçi oldum” dedi. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla polis gruplarınca gözaltına alınıp, ‘cinsel istismar’ kabahatinden tutuklanan Dr. Ufuk S.’nin savcılıktaki tabiri ortaya çıktı.
‘OLAY GÜNÜNÜ KISMEN HATIRLIYORUM’
Dr. Ufuk S. sözünde 6 yıldır devlet takımında doktor olarak çalıştığını anlatıp, “Yaklaşık 1 yıldır da uzman çocuk hekimi olarak misyon yapıyorum. Misyon yaptığım hastanede çalışma saatleri değişkenlik gösteriyor. Bazen poliklinik bazen de nöbetçi doktor olarak misyon yapıyorum. Hakkımda cürüm duyurusunda bulunan Esra Ç.’yi tanımam ve bilmem. Tabirinde belirtmiş olduğu 4 Temmuz’da çocuk polikliniğinde hizmet vermekteydim. Olay gününü kısmen hatırlıyorum. Çocuğu görsem şu anda hatırlamam. Olay günü odaya tek başına girdi. Yakını olup, olmadığını sordum. Dışarı da yakınının olduğunu söyledi. Lakin yakınını çağırmak istemedi. Kendisine şikayetini sorduğumda teneffüs meşakkati olduğunu, nefes almakta zorlandığını tabir etti. Rutin yaptığım formda muayene kısmına geçmesini söyledim. Kısa mühlet sonra hastanın yanına geçtim. Teneffüs meşakkati olduğu için kalbini dinlemek istedim. Bundan ötürü stetoskop ile giysisini açmadan kalbini dinleyip, boğazına baktım. Batın muayenesini yapmak için uzanmasını istedim. Hastanın çamaşırını ya da giysisini çıkarmasını istemedim, kendim de çıkarmadım” dedi.
‘SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM’
Hastadan bacaklarını kendisine çekmesini ve rutin olarak muayene yaptığını belirten Dr. Ufuk S. “Stetoskop ve elle hastanın bağırsak seslerini ve karnını denetim ettim. Katiyetle kasık bölgesine müdahalede bulunmadım. Elimde eldiven bulunmuyordu. Çocuklar genelde eldivenden ve önlükten korkuyor. Bunun önüne geçmek için önlük ve eldiven kullanmıyorum. Kendisine rastgele bir cinsel birlikteliği olup olmadığını sordum. Nedeni de şayet bu türlü bir durum varsa; teşhisin ve tedavinin bu tarafta olacağını düşünmemdi. Hastaya öteki bir soru yöneltmedim. Kendisine anksiyete bozukluğu, zatürre, kansızlık ya da vitamin eksikliği olabileceğini söyledim. Kan analizi ve akciğer sineması çektirmesini istedim. Süreçlerin tamamı çok kısa sürdü. Muayene sonlandı ve hasta dışarıya çıktı. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu.
‘ZAMANINDA KENDİSİNİN ASİSTANI OLARAK ÇALIŞTIM’
Muayene odasının kapısı hiçbir halde kilitli olmadığını da söyleyen Dr. Ufuk S., “Hasta istediği vakit dışarıya çıkabilir ya da yakını içeriye girebilir. Meslek hayatım boyunca hiçbir vakit bu türlü bir olay ile karşılaşmadım. İsimli ve idari soruşturma geçirmedim. Hakkımda beyanda bulunan Dr. Hülya K., geçmiş devirde hocalığımı yapan bir tabiptir. Vaktinde kendisinin asistanı olarak çalıştım. Bu devir içerisinde vakit zaman aksi düştüğümüz ve idari olarak birbirimiz hakkında suçlamalarda bulunduğum bir tabiptir. Hekim Hülya’nın beyanlarını kabul etmiyorum” dedi.
‘BANA UFUK İLE SEVGİLİ OLMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ’
Muğla Eğitim-Araştırma Hastanesi’nde Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı olarak misyon yapan Dr. Fatma Ç. ise savcılığa verdiği tabirde “E.Ç., gittiğim kuaförde çalışıyor. Kendisini oradan tanıyorum. Hekim Ufuk’tan hoşlandığını ve sevgili olmak istediğini söyledi. Ortalarını yapmam için bana teklifte bulundu. Esra Ç.’ye reaksiyon gösterdim. Olay iftiradır. Ufuk, düzgün bir karaktere sahiptir” dedi.
Dr. Ufuk S.’nin avukatları, nöbetçi sulh ceza hakimliğine tutukluluk haline itirazda bulundu. Hakimlikçe mevcut kanıt durumunun lehine değişmesi nedeniyle Dr. Ufuk S.’nin tahliyesine karar verildi.
‘İFTİRALAR FECÎ BOYUTLARDA AİLEMİ YIPRATTI’
Dr. Ufuk S., yaptığı yazılı açıklamada, “Bugüne kadar mesleğimi, meslek etiği ve insani vicdanımla, hakkıyla yerine getirdim. Hasta ve hasta yakınlarından daima hoş geri dönüşler aldım. Meslek hayatımda vazifem ile ilgili hiçbir ihtar ve ceza almadım. Bilakis teşekkür ve onur duyacağım tebrikler aldım. Hakkımdaki bu iftira süreci hem beni hem ailemi hem de çalışma arkadaşlarımı yerle bir etti. En başta eşim, ailem ve etrafımdaki herkes perişan oldu. Hem gazete başlıkları hem de hakkımdaki iftiralar müthiş boyutlarda ailemi yıprattı. Alnımın ak, vicdanımın tertemiz olması haricinde bu hoş insanların benim yanımda olması ile iftiralara karşı dimdik ayakta durabildim. Bu süreçte ailemle ve etrafımdaki her hoş beşerle dimdik ayaktayız. Ancak bu iftiralardan ve dedikodulardan ötürü ailemin döktüğü her bir gözyaşı damlası için sürecin sonuna kadar avukatım Salih Tozlu ile takipçisiyiz. İftiracı hakkında da hukuksal olarak davamızı başlattık. Meslek etiğini yerle bir eden şahıslar hakkında da gerekli müracaatları yaptık” dedi.