Nöbetçi Eczaneler
Yeşilköy’de bir otelde düzenlenen İçişleri Bakanlığının İstanbul Muhtarları İftar Buluşması’nda konuşan Soylu, muhtarların Ramazan ayını ve Kadir Gecesi’ni tebrik edip, Lider Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve tebriklerini iletti.
“MUHTAR BİZİMDİR”
İstanbul’daki muhtarlara zelzele bölgesine yönelik yaptıkları çalışmalar ve yardımları için teşekkür eden Soylu, “Cumhurbaşkanı da milletvekili de belediye lideri da muhtar da belediye meclis üyesi de seçimle, sandıkla misyona gelen insanlardır. Lakin muhtarın hali, muhtarın durumu farklı. Muhtar bizimdir. Motamot TOGG arabası üzeresiniz.” dedi.
4-5 gündür TOGG’a bindiğini söyleyen Soylu, “Cenab-ı Allah bu millete Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle tahminen çok uzun yıllar evvel yapılması gereken fakat birçok kazaya ve kadre uğrayan arabayı nasip etti.” sözünü kullandı.
Soylu, muhtarların, mahallelerinde vatandaşın her türlü yardımına koştuğunu belirterek, “Muhtarımız hayatımızın içerisindedir. Onun için insanların çabucak her gün, her bahiste kutuplaştığı, aslında kutuplaştırıldığı, ayrıştırıldığı 21. yüzyıl dünyasında muhtar demek, bu ülkenin birlik ve beraberliğinin teminatı demektir. Bu milletin kardeşliğinin çimentosu demektir. Teknoloji gelişti diye, e-Devlet var diyen muhtarın varlığını sorgulayanlar, bu milletin gücünün nereden geldiğini anlayamayanlardır.” diye konuştu.
Başkan Erdoğan’ın muhtarları Külliye’de konuk etmesiyle, “devletin en büyük gücünü size veriyorum ve sizinle birlikte bu sıkıntıları çözmeye talibim” diyen bir anlayışı ortaya koyduğunu lisana getiren Soylu, şöyle devam etti:
“Bizleri bu sofrada buluşturan siyaset değildir, millettir. Onun için biz Türkiye’nin her yerinde afetlerde, uyuşturucuyla gayrette omuz omuza çalıştığınız, yaklaşık 125 bin metruk binayı tespit ederken, muhtarlarımızla yan yanaydık. Bayana yönelik şiddetle uğraş ederken istişare halindeydik. Asayişle, konuttan hırsızlıkla gayret ederken istişare halindeydik. Alanda neye dikkat etmemiz lazım, sorunun kaynağı nedir, hangi bölgelere, semtlere, mahallelere dikkat etmek lazım? Bunların hepsini muhtarlık kurumuyla yan yana durarak tespit ettik ve önlem aldık. Tüm Türkiye’de olduğu üzere, İstanbul’da da bu istişareyi ortaya koyduk ve daima birlikte İstanbul’a hizmet ettik.”
İSTANBUL DÜNYANIN EN İNANÇLI KENTLERİNDEN BİRİ
İstanbul’un dünyanın en inançlı kentlerinden biri olduğunu söyleyen Bakan Soylu, memleketler arası bir ekonomist kümenin yaptığı inançlı kentler endeksli araştırmasında İstanbul’un 2015’te 50 metropol ortasında 41’inci olduğunu, bugün tıpkı araştırmada 60 metropol ortasında İstanbul’un 37’nci sırada bulunduğunu kaydetti.
Bu başarıyı şuurlu bir stratejiyle ve önemli bir kapasite artışıyla gerçekleştirdiklerini vurgulayan Soylu, 2016-2022 yıllarında toplam nüfusun yüzde 7,5 artış gösterdiği İstanbul’daki toplam polis, jandarma ve kıyı güvenlik sayısının yüzde 42,3 artışla 40 bin 606’dan 57 bin 752’ye çıktığını aktardı.
İstanbul’da güvenlik gücünde önemli bir artış meydana getirdiklerini söz eden Soylu, yalnızca çarşı ve mahalle bekçilerini 285’ten 5 bin 620’ye çıkardıklarını, ayrıyeten seçime kadar 720 bekçi daha göndereceklerini açıkladı.
İstanbul’daki asayiş durumuna ait istatistiksel bilgiler de paylaşan Bakan Soylu, 2017’de 80 olan günlük ortalama hırsızlık sayısının 2022’de 27’ye düştüğünü, İstanbul’un ilçeleri hesap edildiğinde neredeyse 2 ilçeden birinde günde bir hırsızlık yaşandığını kaydetti.
Soylu, 2016-2022 yıllarında kentte mala karşı işlenen hataların yüzde 40 azaldığını, trafik kazası sonucu yaşanan can kaybı sayısının yüzde 25 azalışla 524’ten 392’ye düştüğünü, uyuşturucu husus kontaklı ölümlerin 299 sayı gerilediğini, Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa ve Adana ortasında “kişilere karşı işlenen suçlarda” 100 bin nüfus başına olay sayısı en düşük olan ilin 950 olayla İstanbul olduğunu söyledi.
Soylu, İstanbul’da AFAD’ın yanındaki 112 Acil Davet Merkezini dünya ölçeğinde kurduklarını, İstanbul’un nerede karakola gereksinimi varsa, nerede polis merkezine gereksinimi varsa, Emniyet Müdürlüğü yapılması gerekiyorsa, nerede jandarma, kıyı güvenlik karakolu yapılması gerekiyorsa hepsini teker teker yaptıklarını, İstanbul’un araç filosunu yenilediklerini, bütün dünyanın hayran olduğu kıyı güvenlik ve polisin İstanbul Boğazı’nda kullanması için bot ürettiklerini, İstanbul’da Marmara Denizi’nde gürültü kirliliği ve öbür türlü asayiş problemleri dahil olmak üzere çok kıymetli adımlar attıklarını anlattı.
“İLK DEFA BU SAYIYLA KARŞI KARŞIYA KALDIK”
İstanbul’u topyekun ortak akılla, ortak güçle, birliktelikle, ortak uğraşla yönetmeye çalıştıklarını söz eden Soylu, şunları kaydetti:
“Geldiğimiz noktada şunun altını çizerek söyleyebilirim ki, size bir Türkiye sayısı vereceğim. Birinci defa bu sayıyla karşı karşıya kaldık. Geçen yılların birinci üç ayı ile bu yılın birinci üç ayını karşılaştırdığımız vakit birinci sefer Türkiye’de operasyon, yakalama sayımız artmasına karşın uyuşturucu kullananların sayısında yüzde 8’lik bir düşüş oldu. Birinci defa trendi aşağıya yanlışsız indirdik. Birinci defa uyuşturucu satıcılığına başlayanların sayısında yüzde 15’lik bir düşüş oldu. Bu, yalnızca bizim güvenlik kuvvetlerinin başarısı değil. Bu birebir vakitte birlikte hareket ettiğimiz bütün ögelerin lakin başta muhtarlarımızın ortaya koyduğu iradenin tam manasıyla sonucudur. Kaymakamlarımızın, valilerimizin, emniyet müdürlerimizin, jandarma kumandanlarımızın her birinin ortaya koyduğu ısrarlı takibin sonucudur.”
İçişleri Bakanı Soylu, bilhassa “en âlâ narkotik polisi anne” projesi dahil olmak üzere, çocukları uyuşturucu bağımlısı olan annelerle ve muhtarlarla yaptıkları toplantılar sonucunda, Türkiye’de uzun vakittir tartışılan bir kanunu, Adalet Bakanı ile birlikte Lider Erdoğan’ın onayını alarak Meclis’e gönderdiklerini, uyuşturucu kanununda Meclis’in yaptığı çalışma sonucunda metamfetamin, ekstazi üzere kimyasal sentetik uyuşturucuda cezanın alt sonunu 10 yıldan 15 yıla çıkardıklarını hatırlattı.
“Oğlum uyuşturucu kullanıyor, ya mahpusa attırın ya da tedaviye alın” diyen anne ve babaların da taleplerinin daha evvel yerine getirilemediğini belirten Soylu, “İkisi de güç işti lakin artık hakim, 48 saat içinde resen tedavi kararı verecek. Bu en kıymetli adımlardan bir adedidir.” sözünü kullandı.
Türkiye genelinde en geç bir yıl içerisinde cezaevlerinde tedavi ve rehabilitasyon merkezleri açılacağı, operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucunun mahkeme sonucu beklenmeden imha edilebileceği bilgisini de veren Soylu, alanda yaptıkları çabanın kanunla desteklenmesi sonucu bu düzenlemelerin yapıldığını, bu uğraştan başarılı çıkacaklarını söyledi.
“SEÇİM GÜVENLİĞİNİ ZORA SOKMAK İSTEYEN KİM VARSA DAİMA BİRLİKTE KARŞI ÇIKMALIYIZ”
Seçim güvenliğine ait de açıklama yapan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bugün seçim güvenliğiyle ilgili kaygımız var diyenlerin ortaya koyduğu süreçlerin hiçbirisinin inandırıcılığı yoktur. Bu ülkede iki seçim vardır seçim güvenliği olmayan. Birisi 1946 seçimleridir. Onu da yapan belirlidir. Açık oy, bilinmeyen tasniftir. İkincisi de 1982 referandumudur. O da ‘Evet’ ve ‘Hayır’ pusulası zarfın dışından gözükmektedir de ondan. Sakat bir seçimdir. Onun dışında Türkiye, seçimlerini bugün muvaffakiyetle ve inançlı bir formda yerine getirmiştir. Hiçbir eksiklik olmamıştır. Birtakım yanlışlar, hileler, desiseler olabilir. Onlar aslında hukukun ve kanunun içerisindedir. İptal edilir, geçer sarfiyat. Lakin Türkiye’de, baskı ortamında, güvenliğin büsbütün ortadan kalktığı bir seçim bugüne kadar yaşanmış değildir. Bu türlü bir şey kelam konusu değildir. Türkiye’nin seçimini yıllarca sakat hale getirmeye çalışanlar, her seçim öncesi gazetelerde binbir türlü palavralarla insanların başını karıştırmaya çalışanlara en büyük kanıt, muhtarlarımızdır. Her sandığın başında oldunuz yıllarca, her seçimde. Türkiye’de hangi mahallî seçimde yahut hangi genel seçimde bu türlü bir şey kelam konusu oldu? Onun için siz de sandıkların güvenliğinden sorumlusunuz, muhtarlar olarak. Hile yapmak isteyen varsa, seçimin güvenliğini zora sokmak isteyen kim varsa her birine daima birlikte karşı çıkmalıyız, daima birlikte uğraş etmeliyiz. Sandık namustur, bir oy namustur. Bu kadar kolay. Bunu daima birlikte sağlamalıyız.”
Programın akabinde otelden ayrılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’unun kullandığı TOGG araba, ağır ilgi gördü.