Nöbetçi Eczaneler
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: GENCER KETEN
Tunceli’de Devrimci Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Enerji-Sen üyesi Fırat Aksa Elektrik Hizmetleri AŞ (FEDAŞ) emekçileri, düşük artırımlara, çalışma şartlarına ve işten çıkarmalara karşı başlattıkları direnişin 29’uncu gününde İstanbul‘daki Aksa Holding önünde hareket yaptı. DİSK Enerji-Sen Örgütlenme Uzmanı Yeliz Vurgun, “İşçi Sıhhati ve İş Güvenliği Kanunu neden uygulanmıyor? Her gün mevtle burun buruna çalışan, ağır iş yüküne karşın eksik çalışanla çalıştırılan çalışanlar, ‘Sefalete mahküm olmak istemiyoruz ve teminatlı çalışma şartları istiyoruz’ dedikleri için neden işten atılıyor” diye sordu.
Düşük fiyat artırımlarına, çalışma şartlarına ve işten çıkarmalara karşı Tunceli’de direniş başlatan DİSK Enerji-Sen üyesi FEDAŞ personelleri, aksiyonun 29’uncu gününde İstanbul‘daki Aksa Holding önünde toplandı. Atılan çalışanlar geri alınsın. FEDAŞ çalışanı insanca hayat, garantili çalışma uğraşı veriyor” yazılı pankartın açıldığı harekette, “Zafer direnen işçinin olacak” ve “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız” yazılı dövizler de taşındı.
“Enerji emekçisi köle değildir” ve “Örgütlü bir halkı hiçbir şirket yenemez” sloganının atıldığı açıklamaya CHP Genel Lider Yardımcısı Hasan Efe Uyar, Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekilleri Kezban Konukçu, Çiçek Otlu ve HDP Merkez İdare Konseyi (MYK) üyesi Musa Piroğlu da katıldı.
“BİR ARKADAŞIMIZ SORUNLARDAN KALP KRİZİ GEÇİRDİ”
İşten çıkarılan Alican Çelik, “Bir arkadaşımız, Feyyaz Doğan, yaşadığı kahırlar yüzünden çocuğunun yanında kalp krizi geçirdi. Bunun sorumlusu kimdir? İşten atılma münasebetimiz de şu: Müdür yardımcımız üzerimize araç sürdü ve biz arkadaşlarımızı koruduk. Yalnızca kamerada gözüktüğümüz için işimizden olduk. Tek hatamız bu, insanları korumak lakin aracı süren şu anda koltuğunda oturuyor ve hala kirli siyasetlerine devam ediyor” yansısını gösterdi.
“İŞÇİLERİ BÖLÜP BİRBİRLERİNE KIRDIRMAYA ÇALIŞTILAR”
DİSK Enerji-Sen Genel Lideri Süleyman Keskin de özetle şunları lisana getirdi:
“Bir çaba yürütüyoruz. Bu çabayı yürütürken de aslında tekraren yöneticilerin hepsiyle tek tek görüşmeler yaptık. Yaptığımız bu görüşmelerde de çok açık söz ettik. Dedik ki buradaki sorunu çözmezseniz bu sorun yalnızca 125 tane çalışan FEDAŞ emekçisinin sorunu değil, bölgedeki çalışan tüm halkın meselesidir diye söz ettik ancak o denli bir vilayet müdürüne sahibiz ki yıllardır bölgede bir ortada kardeşçesine yaşayan emekçi arkadaşlarımızın ortasına bu birlikteliği, beraberliği kırmak için mezheplerinden, inançlarından tutup emekçileri bölüp birbirlerine kırdırmaya çalıştılar ancak başaramadılar. Personel arkadaşlarımızın çalışırken ölmek istemiyoruz taleplerini, Dersim halkını çalışan çalışanlarının üzerine salmaya çalışırken gördük lakin başaramadılar.”
“ALTYAPI SİSTEMLERİNİN ZAYIF OLDUĞU APAÇIK ORTADIR”
Hazırlanan ortak açıklamayı da DİSK Enerji-Sen Örgütlenme Uzmanı Yeliz Vurgun okudu. “2011 yılından beri örgütlü olduğumuz FEDAŞ’ta direnişimiz 29 gündür tüm kararlılıkla devam etmektedir. FEDAŞ personelleri, yıllardır sarı sendika ve Çıkarı Holding’e bağlı AKSA Küme Şirketleri’nin iş birlikçiliği ile açlığa, sefalete, yoksulluğa mahküm edildi” diyen Vurgun, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“ŞİRKET, ÇALIŞANLARI SEFALETE MAHKÜM ETMİŞTİR”
Fırat Elektrik Dağıtım Şirketi’nin meseleleri bunlarla bitmemektedir. Birebir biçimde Çoruh Aksa Elektrik Dağıtım Şirketi’nde çalışan birçok güç personeli de bulunmaktadır. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden güç emekçisi arkadaşımız Musa Kasap, ‘antigron bağlantısı’ yaparken elektrik çarpması sonucunda hayatını kaybetti. Elektrik Yüksek Akım Çalışma Yönetmeliği’ne karşı güç altında topraklama ve hareket yapmadan, sınırı izole etmeden çalışmaya zorlayan ve emekçilerin vefatından sorumlu olan Çıkarı Holding ve onun şirketi Aksa’dır. İşlerin yetişmemesi, eksik personel ile çalıştırma, vazifesi olmayan işleri yaptırma, düşük fiyatlar dayanılmaz bir hale gelmiştir. ‘Şirketimizin en pahalı varlığı sahip olduğu insan kaynağıdır’ diyen Fırat Aksa Elektrik Dağıtım Şirketi, sarı sendika ile yapmış olduğu mukaveleler ile emekçileri sefalete mahküm etmiş, emekçiler haklı taleplerini lisana getirince patron, çalışanları işten atma ile tehdit etmiştir. Bu tehdidin göstergesi ise günlerdir işletme önünden sesini duyurmaya çalışan emekçiyi görmezden gelip kulak tıkayan patron, şirketin vilayet müdürünün talimatıyla personellerden araçların anahtarları alıp iş tabletlerinden sistemleri kapatmıştır. Araç ve sistem olmayınca personeller, her an gelebilecek bir elektrik arızasına nasıl müdahale edebilir? Bu direkt personel ile halkı karşı karşıya getirmektir. Patronun yaptığı sorunu çözmek değil, emekçiyi kötülemektir. Acil işlere yapılacak olan müdahalenin önüne geçen patron personelleri çalışmamak ile suçlamaktadır.
“İŞÇİ SIHHATİ VE İŞ GÜVENLİĞİ KANUNU NEDEN UYGULANMIYOR”