Nöbetçi Eczaneler
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED), Ankara Kızılay’da maaşlarına seyyanen artırım talep etti. Yapılan açıklamada; “Cumhurbaşkanımız bize, eski Türkiye‘yi gençlere anlatma misyonu verdi. Bizler, ekmeği iki lira ucuz almak için Halk Ekmek kuyruklarındayız. Köşe başlarında ayakkabı boyamaktayız, simit satmaktayız. TÜİK’in ayakları altındayız, iki dudağının ortasındayız. Bizi bulun, uzun uzun sohbet edin. Eski Türkiye‘yi bir de bizden dinleyin” denildi.
Türkiye Emekliler Derneği üyesi emekliler, seyyanen ek artırım taleplerini lisana getirmek için Kızılay’da İzmir Caddesi’nde bir ortaya geldiler. Türkiye Emekliler Derneği Lideri Mamak Şube Lideri Murat Tokgöz, şu açıklamayı yaptı.
“EMEKLİLER 7 BİN 500 LİRAYLA YARI AÇ YARI TOK, ADETA ÖMÜR SAVAŞI VERMEKTEDİRLER”
“2023 yılının başından bu tarafa minimum fiyata yüzde 105, kamu görevlilerine 8 bin 77 liralık uygunlaştırma ile birlikte yaklaşık yüzde 86 artırım yapılırken, emeklilere bu kesitin aşağı üst yarısı kadar artırım yapıldı. Elbette ki bu bölümlere yapılandıran çok demiyoruz. Çalışan arkadaşlarımız da hak ettiği fiyatları alamamaktadırlar. Fakat emekliler de minimum ücretlilerle, kamu görevlileriyle tıpkı marketlerden, birebir alışverişi yapmaktadırlar. Kaldı ki, emeklilerin sıhhat sorunları nedeniyle kamu vazifelileri ve taban ücretlilerden daha fazla sıhhat harcamaları vardır. Ona karşın emekliler 7 bin 500 liraya mahküm edilmiş, adeta sefil bir halde yaşamaya mahküm edilmiştir.
2023 yılında Temmuz ayı itibariyle en düşük emekli aylığı 7 bin 500 lira yükseltilmiş görünmekle birlikte 6 bin liranın altında kalan emekli aylıklarına bir kuruş artırım yapılmamıştır, sıfır artırım almışlardır. 2023 yılı Temmuz ayı itibariyle açlık hududunun 12 bin lira, yoksulluk hududunun 38 bin liraya dayandığı düşündüğünüzde 7 bin 500 liralık aylıkla geçinmenin mümkün olmadığını ilkokul çocukları bile bilmektedir. Emekliler 7 bin 500 lirayla yarı aç yarı tok, adeta hayat savaşı vermektedirler. 1999 öncesi en düşük emekli aylığı aylık bağlama oranları yüzde 70’lerde iken 4447 sayılı kanunla aylık bağlama oranları bugün itibariyle yüzde 35’lere kadar düşmüş ve emekliler minimum fiyatın altındaki bir hayat uğraşına mahküm edilmişlerdir. Bugün 7 bin 500 lira alan emekliler şayet 1999’dan evvel emekli olmuş olsalardı bugün itibariyle yaklaşık 15 bin liranın üzerinde bir aylık almaları gerekirdi, en düşük emekli aylık alanların.
“SAYIN BAHÇELİ BİRDEN SESSİZLİĞE BÜRÜNDÜ VE EMEKLİLERİN UMUTLARINI SUYA DÜŞÜRDÜ”
Temmuz ayının başında emeklilere yapılacak artırımlar Meclis’te görüşülürken TÜED olarak bütün üyelerimize bir davette bulunduk. İlinizde bulunan milletvekillerine, siyasi parti temsilcilerine, bakanlara, kime ulaşıyorsanız ‘Emeklilerin içinde bulunduğu durumu anlatın’ dedik. Bir milyon üyemizle Meclis’i adeta abluka altına aldık. Bu gayretimiz sonuç vermiş olacak ki, sayın Bahçeli’nin memurlara verilen artırımların emeklilere de yansıtılması tarafında bir açıklaması oldu. Bu açıklamayla hepimiz umutlanmıştık. Lakin her nedense sayın Bahçeli birden sessizliğe büründü ve emeklilerin umutlarını suya düşürdü. Sayın Bahçeli’den emekliler olarak en azından bir açıklama bekliyoruz.
Memurlara toplu mukavele masası toplanmadan, toplumsal taraflar masaya çağrılmadan 8 bin 77 liralık artış öngörülmüş adeta toplu kontrat masası yok sayılmıştır. Birebir kanunun devamında, kamu görevlilerine yapılacak her tıp güzelleştirmenin bu bireylerin emekliliklerine de yansıtılması gerekmektedir. Toplu mukavele dışında yapılan uygunlaştırma, toplu mukavele dışında yapıldığından kamu emeklileri bu güzelleştirmeden faydalanamamaktadır.
“BÜTÇEYE YÜK OLAN BİRİLERİ VARSA BİRKAÇ KURUMDAN BALLI HUZUR HAKKI ALANLAR, ÖMÜR UZUNLUĞU MİLLETVEKİLİ OLARAK MAAŞ ALANLAR, KAMUNUN BÜTÜN İMKANLARINI ÖMÜR UZUNLUĞU KULLANANLARDIR”
Bizler emekli olana kadar hayatımızın en az 25 yılını toplumsal güvenlik sistemine prim ödeyerek geçirdik. Şimdi maaşımızı cebimize koymadan, çoluğumuzun çocuğumuzun muhtaçlıklarını karşılayamadan, bu devletin belirlediği oranda, bu devletin belirlediği Toplumsal Güvenlik Kurumu’na prim ödedik. Onların belirlediği koşullarda emekli olduk. Artık hükümetin bir yetkilisi çıkıyor, emeklilerin bütçeye yük olduğundan bahsediyor. Biz emekli olana kadar bütün primlerinizi sizin belirlediğiniz oranda ödedik. Bütçeye yük olan birileri varsa emekliler değildir, emekliler primlerini peşinen ödemişlerdir.
Bütçeye yük olan birileri varsa birkaç kurumdan ballı huzur hakkı alanlar, ömür uzunluğu milletvekili olarak maaş alanlar, kamunun bütün imkanlarını ömür uzunluğu kullananlardır.
“PRİM ÖDEMEMİZE KARŞIN NEDEN TOPLUMSAL YARDIMA MUHTAÇ HALE GELDİK?”
7 bin 500 lira emekli aylığı alan ve karı koca yalnız iki kişi yaşayan emekliler bile toplumsal yardıma muhtaç hale gelmişlerdir. Emekli olana kadar 25 yıl prim ödedik, en az ödeyenimiz. 30 yıl, 40 yıl, 50 yıl prim ödeyenimiz var. Prim ödememize karşın bizler neden toplumsal yardıma muhtaç hale geldik? Buradan bütün emekli kardeşlerime sesleniyorum. Toplumsal yardımlara başvurmaktan hicap duymayınız. Hicap duyması gereken birileri varsa bizleri toplumsal yardıma muhtaç edenlerdir. 11 bin 402 liralık taban fiyatın üçte birini bile bize reva görenler hicap duymalıdır.
Bugün iktidar sahiplerine seslenmek istiyorum. Anneniz aç yatmaktadır, annenizi toplumsal yardıma muhtaç etmeye utanmadınız mı? Uykularınız da mı kaçmıyor, sabahlara kadar nasıl uyuyabiliyorsunuz?
“CUMHURBAŞKANIMIZ ESKİ TÜRKİYE’Yİ GENÇLERE ANLATMA VAZİFESİ VERDİ. BU MİSYONU YAPMAKTAN ONUR DUYARIZ”
Bugün 12 Ağustos, Birleşmiş Milletler Dünya Gençlik Günü. Dünya Gençlik Günü’nüzü kutluyorum hepinizin. Sayın Cumhurbaşkanımız bize çok kıymetli bir misyon verdi. Cumhurbaşkanımız bize eski Türkiye’yi gençlere anlatma misyonu verdi. Biz bu misyon yapmaktan onur duyarız.
Sevgili gençler, bizim 100 yıllık ulu tarihimizde kahramanlıklarımız, sevinçlerimiz, gözyaşlarımız, meşakkatlerimiz var. Tamamını sizlere anlatmak istiyoruz, lütfen bizi bulunuz.
Bizleri nerede bulacağınızı anlatmak istiyorum. Bizler, sabah namazından sonra ana besin hususumuz olan ekmeği 2 lira ucuza almak için Halk Ekmek kuyruklarındayız. Biraz para biriktirdiysek 250 gram kıymamızı biraz daha ucuz almak için Et ve Süt Kurumu’nun önünde kuyruğa girmekteyiz. Mesai saatlerinde, hükümetin tabiriyle ballı maaşlarımızı, çift dikiş maaşlarımızı kazanmak için inşaat şantiyelerindeyiz. Köşe başlarında ayakkabı boyamaktayız, simit satmaktayız. Sevgili gençler, bizler hava kararmaya yakın semt pazarlarında sebzeler toplamaktadır. Akşamları sokak hayvanlarının bile zahmetle yaşadığı varoşlarda gecekondularda hayatımızı sürdürmekteyiz. Son olarak sevgili gençler, enflasyon oranlarının açıklandığı devirlerde TÜİK’in ayaklarının altındayız, iki dudağının ortasındayız. Lütfen bizi bulun ve bizimle uzun uzun sohbet edin. Eski Türkiye’yi bir de bizden dinleyin.”