Nöbetçi Eczaneler
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Depremin tesirlerine karşın ortalama 4,5 bir büyüme suratını bu periyotta gerçekleştirmeyi öngörüyoruz. ve bunun sonucunda 2026 yılında 1,3 trilyonu aşan bir ulusal gelirimiz olacak diye varsayım ediyoruz.” dedi.
Yılmaz, Rize Ticaret Borsası’nda iş insanları ile bir ortaya geldiği toplantıda, Orta Vadeli Programda yer alan kimi birincileri paylaşmak istediğini belirterek, “Bu yıla ait yaptığımız iddialarda, bu yıl 1 trilyon doların üzerinde bir ulusal gelir görüyoruz. Şu an itibariyle aslında buna ulaşmış durumdayız. Yani geriye dönük 12 aylık bir hesap yaptığımızda 1 trilyonu aşmış. Birinci kere diye 1 trilyon dolar düzeyini aşmış durumda. Bu yıl sonunda 1 trilyon 60 küsur bir sayıya inşallah gelmiş olacak milyar seviyesine. Bu sayılarla dünyanın 17’nci büyük iktisadı pozisyonundayız. Nominal dolar bazında, satın alma gücüne nazaran ise 11’inci büyük ülke pozisyonundayız.” diye konuştu.
Son 20 yılda Türkiye‘nin yüzde 5,5 büyüdüğünü söz eden Yılmaz, “Dünya yüzde 3,6 büyüdü. Yıllık ortalamaları söylüyorum. Dünyanın aşağı üst 2 puan üstünde büyüdü Türkiye. Bu büyük bir muvaffakiyettir. 20 yıl boyunca ortalama her yıl, her yıl, her yıl 2 puan büyümenin tesirini takdirlerinize sunuyorum. Bu çok değerli bir tesirdir. Bunu Türkiye başardı son 20 yılda.” değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, “Önümüzdeki periyotta ne bekliyoruz?” sorusunu lisana getirerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Dünyada da bizde de bir ölçü büyümede aşağı taraflı bir eğilim var. Dünya büyümesi yüzde 3’ler civarına geliyor. Ticaret daha da daralıyor maalesef. Dünyada çok olumlu bir atmosferde değiliz. Biz ise zelzelenin tesirlerine karşın ortalama 4,5 bir büyüme suratını bu devirde gerçekleştirmeyi öngörüyoruz. ve bunun sonucunda 2026 yılında 1,3 trilyonu aşan bir ulusal gelirimiz olacak diye iddia ediyoruz. Bu türlü olduğu vakit o yılki nüfusa da böldüğünüzde 14 bin 850 dolarlık bir kişi başına gelir hedefliyoruz. Bu da bizi yüksek gelirli ülkeler ligine dahil ediyor. Alt sıralardan da olsa orta gelirden çıkıp, yüksek gelirli ülkeler ligine geçmiş oluyoruz. Bunu neye nazaran söylüyorum? Dünya Bankası’nın yaptığı bir hesaplama var. Bütün ülkeleri sınıflandırıyor, işte düşük gelirli ülkeler, alt orta gelire sahip ülkeler, üst orta gelire sahip ülkeler, yüksek gelirli ülkeler formunda. Orada eşik paha 13 bin 845 dolar. Yani bir ülke kişi başına gelirini 13 bin 845 doların üzerine çıkardığı vakit Dünya Bankası kriterlerine nazaran yüksek gelirli ülkeler ligine geçmiş oluyor. Türkiye bu plan periyodunda inşallah bunu başaracak.”
Yıllık 900 bin ek istihdam, periyot boyunca da 2,7 milyon ek istihdam öngördüklerine işaret eden Yılmaz, “Ama buna karşın işsizlikte çok büyük bir gerileme olmayacak zira iş gücüne iştirakte yeniden yüksek artışlar öngörüyoruz. Eğitim seviyesi yükseldikçe, piyasalar genişledikçe, iş gücüne iştirakte da artışlar var. ve bu periyodun sonunda az evvel söylediğim üzere tek haneli enflasyonu inşallah göreceğiz.” dedi.
2026’da ihracat ve turizm gelirlerinin artması bekleniyor
Yılmaz, 2026 prestijiyle ihracatın 300 milyar doların üzerine çıkmasını, turizm gelirlerinin de 70 milyar doları aşmasını beklediklerini anlatarak, şunları kaydetti:
“Cari açığımızda bu çerçevede bu yıl yüzde 4 civarında gerçekleşmesini beklediğimiz cari açığın önümüzdeki devirde kademeli bir formda düşerek 2026’da yüzde 2’ler civarına gelmesini bekliyoruz. Ondan sonraki yıllarda inşallah cari fazlayı da Türkiye yakalayacaktır. Daha uzun vadede yapısal reformlarımız sonuç verdikçe, güç başta olmak üzere bu dönüşümler meyvelerini verdikçe Türkiye farklı bir yapısal dönüşümü de gerçekleştirecektir diye inanıyoruz.”
Dünyanın bu güç devrinde Türkiye’nin en büyük talihlerinden birinin, siyasi inanca ve istikrara sahip olması olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
“Geçen mayıs ayında yapılan seçimlerde vatandaşımız siyasi belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Belirsizlik, iktisadın düşmanıdır. Belirsizliğin olduğu yerde yatırım olmaz. Öngörülebilirliğin olmadığı yerde ekonomi gelişmez. Mayıs ayında siyasi belirsizliklerimiz ortadan kalktı. Bu çalışmalarımızla teknik manada belirsizlikleri de ortadan kaldırıp, öngörülebilirliği arttırıyoruz. ve inşallah önümüzdeki devirde bunun meyvelerini, sonuçlarını daima birlikte göreceğiz. Artık dış dünyadan daha fazla kaynak akışının olacağı bir periyoda gerçek gidiyoruz, rezervlerimizde şimdiden belirli bir birikim sağlandı. Lakin önümüzdeki periyotta bu daha da artarak inşallah devam edecek.”
Yılmaz, Türkiye’nin istikrarlı, güçlü, genç nüfusu, teşebbüsçüsü, eşsiz bir coğrafyası ve büyük potansiyelleri olan bir ülke olduğunu söyledi.
Türkiye’nin tarımda, endüstride, turizmde ve öteki hizmet dallarında çok çeşitli fırsatlara sahip bir ülke olduğunu belirten Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
“İnşallah daima birlikte kamusuyla, özeliyle, sivil toplumuyla, akademik dünyasıyla, bütün toplumsal bölümlerin katkısıyla bu potansiyelleri daha güçlü bir biçimde harekete geçireceğiz ve ‘Türkiye Yüzyılı’ dediğimiz Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını çok daha güçlü bir biçimde ve daima birlikte inşa edeceğiz. Bu Orta Vadeli Programımız, Türkiye Yüzyılı’nın birinci Orta Vadeli Programı. Ben tekrar güzel olsun diyorum, Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum bu programa her basamağında verdiği dayanak ve sağladığı siyasi irade için. Bütün bakanlıklarımıza, sivil topluma, meslek kuruluşlarına, herkese şükranlarımı sunuyorum.”
Rize’ye 64 milyar liralık yatırım yapıldı
Cevdet Yılmaz, eşsiz bir tabiata sahip Rize’nin, kültürel ve tarihi kıymetlerinin yanı sıra turistik ve ekonomik açıdan da çok önemli potansiyeli barındırdığını aktardı.
Rize’nin çay başta olmak üzere tarımda tekrar çok önemli potansiyeli olduğunu tabir eden Yılmaz, yeni inşa edilecek limanıyla, tüneller ve yollarla, çeşitli bölgelere sağladığı irtibatlarla ticarette ve lojistikte önemli imkanları olduğunu vurguladı.
Yılmaz, Rize’nin, metal cevheri bakır başta olmak üzere değerli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, kentin sahip olduğu potansiyeli kesinlikle daha güçlü bir biçimde pahalandırmak gerektiğini, kamu olarak bu noktada ellerinden geldiğince çaba gösterdiklerini söyledi.
Rize’ye 64 milyar liralık yatırım gerçekleştirdiklerine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
“En değerli hizmetlerden bir tanesi bugün ben de birinci kez inmiş oldum Rize-Artvin Havalimanı. Çok gurur verici bir proje. Yani gerçekten ülke olarak nereye geldiğimizi çok hoş gösteren bir proje. Deniz dolgusuyla muazzam bir yapı inşa edilmiş. Lakin bundan tahminen daha kıymetlisi süratle kullanıma girmiş olması. Sayın Valimizin bana verdiği bilgiye nazaran, bu yıl beklenen yolcu sayısı 1 milyon. 1 milyonu aşkın yolcu kullanacak bu havalimanını. Bu çok çok kıymetli sahiden. 3 milyonluk bir kapasitesi var. Herhalde kısa vakitte değerli bir kapasite kullanımına ulaşacak.”
“Karadeniz Kıyı Yolu’nu tamamladık. İyidere Lojistik Merkezi kıymetli bir projemiz. Tekrar baktığınızda devlet yollarına, vilayet yollarına değerli yatırımlar yaptık. Duble yollara yatırımlar yaptık. Rize’deki kara yolunu 532 kilometreye çıkarmışız. Tüneller olağan burada çok kıymetli bir yere sahip. Ovit Tüneli’nin, Kalkınma Bakanı olarak kıssasını pek uygun biliyorum. Kalkınma Bakanı olduğum periyot yatırım programına girmiş bir proje. Fizibilitesini, çalışmalarını da o periyotta çok yakından takip etmiştim. Çok kritik bir proje nitekim, tamamlayıcı ögeleriyle birlikte elbette. Lojistik merkeziyle, liman kontaklarıyla daha farklı Erzurum üzere vilayetlerimizdeki bir grup ek yatırımlarla Doğu, Güneydoğu ile Karadeniz ortasındaki ilgiyi geliştirecek, dış dünyayla ticaret manasında kıymetli katkıları olacak bir proje, halkımızın refahını arttırmanın yanı sıra.”
Kentte inşa edilen tünel ve bölünmüş yollara ait de bilgi paylaşan Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
“Tabii en kıymetli yatırımlarımızdan bir tanesi üniversiteler. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi bugün son derece tesirli bir pozisyona gelmiş durumda. Sabah sayılara bir baktım, 17 binin üzerinde öğrencisi var. Çok sayıda akademik işçisi var ve altyapısı son derece düzgün bir noktaya gelmiş. 600 civarında da yabancı öğrenci kayıtlı üniversitemize daha da artması lazım sayının. Üniversiteler bir ile çok büyük katkılar sunacak kurumlardır. O ilin endüstrisine, gelişimine katkıda bulunacak kurumlardır. Yalnızca bir eğitim kurumu olarak bakmamak gerekir. Birebir vakitte bir araştırma kurumu ve bir kalkınma kurumu olarak bakılmalı. Teşebbüsçü üniversite kavramı çerçevesinde üniversitelerimizden de çok şeyler beklediğimizi söz etmek isterim.”
“Çay üreticisinin her vakit yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz”
Cevdet Yılmaz, dolgu alanını görme imkanı olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
“Onun üstünde bir kent hastanesi inşa edilmesi kelam konusu. O hastane yapıldığı vakit sıhhatte çok daha farklı bir kapasite oluşmuş olacak. Dolgu aşağı üst bitmek üzere. Yeni projenin modeli üzerinde bir çalışma yürütülüyor aldığım bilgiye nazaran. Döndüğümde ben Sıhhat Bakanımızla da bu husustaki gelişmeleri konuşacağım. Hızlandırma tarafında ne yapabiliriz birlikte bakacağız inşallah. Sıhhat son derece değerli. Yalnızca sıhhat hizmeti açısından değil, sıhhat turizmi bakımından da çok değerli. Sıhhat turizmi, olağan turizmden biliyorsunuz daha fazla getirisi olarak son derece değerli bir alan. İnşallah Rize ileride hem tabiat turizmiyle, sıhhat turizmini de entegre eden yeni stratejiler geliştirir diye temenni ediyorum. Yani bu da ülkemiz açısından, döviz yararı açısından son derece değerli.”
Eğitimdeki durumu da kıymetlendiren Yılmaz, derslik başına düşen öğrenci sayısı ile öğretmen başına düşen öğrenci sayısının son derece düşük düzeylerde olduğunu aktardı.
Yılmaz, kentteki öteki yatırımlara ait de bilgi aktararak, çay çöplerinden mangal kömürü ve gübre üretilmesini de takdir ettiğini, bu tıp projeler sayesinde hem etrafın korunduğunu hem de girdi maliyetlerinin düşürülmesi ile daha rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturulduğunu anlattı.
Türkiye’nin bu çeşit projelere çok gereksinimi olduğunu belirten Yılmaz, yeşil ve dijital dönüşümün örneklerini Rize’de görmekten büyük bir memnunluk duyduğunu lisana getirdi.
Yılmaz, üniversitelerden bu tıp fikirler geliştirmelerini beklediklerini tabir ederek, “Yenilikler yapsınlar, iş dünyamızda, mahallî idareyle, sivil toplumla, diyalog içinde hareket etsinler. Üniversiteler kapalı sistem olmamalı. Üniversitenin etrafında fiziki duvar da zihinsel duvar da olmamalı, açık sistem olmalı. Bütün kesitlerle etkileşim içinde katma bedel üretmeli üniversitelerimiz. Bunu da beklediğimizi bir defa daha söz etmek isterim.” dedi.
Çay konusunun çok kritik ve Rize’nin en temel sorunlarından olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
“Çaykur başta olmak üzere çok sayıda tesisimiz de var. Çay hususlarında da tekrar Borsa Liderimizi bugün dinleme imkanı bulduk, geniş bir rapor da verdi bize. Onu dikkatlice tahlil edeceğiz ve ilgili bakanlarımızla paylaşacağız. Dünyada en fazla çay tüketen ülkeyiz. Kişi başına çay tüketiminde dünya birincisiyiz. Hasebiyle çay bizim hayatımızda çok değerli bir öge kültürel boyutundan öbür istikametlerine varıncaya kadar. Çayın da yalnız katma pahasını arttırmamız gerekiyor. Borsa Liderini ve takımını tebrik ediyorum. Kalkınma Bakanı iken Çay Araştırma Merkezini ve Çay Çarşısı’nı desteklemiştik, birlikte o projeleri takip etmiştik. Artık sonuçlarını görmekten büyük memnuniyet duyduk, değişik çay tipleri üretilmiş durumda.”
Yılmaz, çay üreticisinin de her vakit yanında olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini, kendilerine iletilen sorunları ilgili bakanlar ve yetkililerle paylaşacağını kelamlarına ekledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kentteki temasları kapsamında Rize Belediyesi’ni ve AK Parti Rize Vilayet Başkanlığı’nı ziyaret etti, bir otelde organize edilen toplantıda da kanaat başkanlarıyla bir ortaya geldi.
(Bitti)