Nöbetçi Eczaneler
CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, İçme suyu sorunu, yıkım sırasında ortaya saçılan ve hayatı vatandaşlar için çekilmez hale getiren asbest ve toz sorunu ve vatandaşların yaşadığı mağduriyetiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Diğer zelzele vilayetlerinde olduğu üzere Adıyaman’da da problemlerin devam ettiğini söyleyen Milletvekili Abdurrahman Tutdere, sıkıntıların başında içme suyu ve ağır hasarlı binaların yıkılması sırasında ortaya saçılan toz bulutların olduğunu vurguladı.
Milletvekili Tutdere, “Toz ve asbest vatandaşlarımız için hayatı hakikaten çekilmez bir hale getiriyor. Çocuklar, kentte yaşayanlar, zelzeleden bir formda sağ kurtulanlar her gün bu tozları soluyorlar ve artık bu zehirli tozları soluyarak yaşamaya çalışıyorlar. Adıyaman’da beşerler yaz olduğu için ekseriyetle ya damda yatıyor ya da balkonda yatıyor. Münasebetiyle açık havada uyurken bile zehir soluyor. Asbest ve toz konusunu daha evvel de TBMM’de gündeme getirmiştik, soru önergeleri vermiştik. İçişleri Bakanlığı’na, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bu bahislerde önlem alınması gerektiğini söylemiştik. Lakin görünen o ki İçişleri Bakanının da açıklamasına karşın yıkım ihalelerini alan firmalar kurallara uymuyorlar. Sekiz on katlı binalar hiçbir önlem alınmaksızın, bilhassa toz ve asbest istikametinden önlem alınmaksızın bir anda yıkılıyor. Bu da çok ağır bir tozun ortalığa saçılmasına sebep oluyor. Zira sulanma yapılmıyor. Kimilerinde sulama araçları binanın başında bekletiliyor lakin su sıktırılmıyor. Yıkım ihalelerini alan firmalar hususa rant odaklı, bir an önce binayı yıkıp demirini alalım gerisinin çok bir kıymeti yok mantığıyla yaklaşıyorlar. Burada natürel ki sorumluluk vilayet valiliklerinde. Biz bir defa daha valilikleri bu mevzuda önlem amaya davet ediyoruz. Beşerler tahminen yakın vakitte tesirini pek fark etmeyecek lakin burada yaşayan bölge halkı önümüzdeki üç dört yıl içerisinde önemli akciğer kanserleri başta olmak üzere bir grup kanser riskleriyle karşı karşıya kalacaklar. Bu halk sıhhati açısından büyük bir tehlike ve tehdit oluşturuyor. Herkesin bu mevzuda hassas olması gerekiyor. Tamam enkazlar kaldırılacak lakin enkaz kaldırılırken de insan sıhhati ve insanların hayat hakkı dikkate alınmalı ve ona nazaran önlem alması gerekiyor. Çarçabuk, işler yapılırken işin ehli insanlara sorulmadan yahut danışılmadan, kurallar ve kanun incelenmeden ihaleler yapılmış. Örneğin Adıyaman Valiliği yıkım işlerinin ihalesini yaparken yerinde ayrıştırmayı da katmış işin içine ve yerinde hem yıkıp hem ayrıştırmayı ihale şartnamesine koyduğu için şu anda firmalarda kısmen ihale şartnamemizde bu türlü bir husus var diyerek kontrollerden kaçabiliyorlar. Münasebetiyle burada yapılması gereken bu ihalelerin yine gözden geçirilmesi, hem yerinde ayrıştırma hem de yıkım sırasında kurallara uymayan firmalara gerekli cezaların verilmesi ve gerekirse bu ihalelerin iptal edilmesi gerekiyor. Zira daha yıkım çalışmaları yüzde 20 düzeylerinde ve yıkımı gerçekleştirilecek 63 binden fazla bağımsız kısım var. Hasebiyle bu toz ve asbest tehlikesi gün geçtikçe artacak. Bu türlü bir durumda kentte yaşayan yüz binlerce insan büyük sıhhat problemleriyle karşı karşıya kalacak. Bunun önlenmesi için kesinlikle ilgili kurumların önlem alması ve kontrolleri artırması gerekiyor. Adıyaman’da 63 binden fazla bağımsız kısmın, on binden fazla hayvan ahırının, köy meskenlerinin yıkıldığını biliyoruz. Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanının geçtiğimiz hafta soru önergemize vermiş olduğu bir karşılık var. Orada Adıyaman için şu anda temeli atılıp ihalesi yapılan toplam mesken sayısı 4 bin 837 köy konutlarıyla birlikte hesap ettiğimizde on bine yaklaşıyor ve on bine yakın konutun temeli atılmış yahut ihalesi yapılmış. Bunun dışında öbür altmış üç bin içerisinde on bini düşündüğümüzde yüzde on üzere bir sayıya tekabül ediyor. Yani yüzde doksanı daha duruyor. Münasebetiyle zelzeleden sonraki geçen süreyi ve yapılan çalışmaları nazar aldığımızda bu işler hakikaten çok yavaş gidiyor. Kış şartları yaklaşıyor, bilhassa kırsal bölgelerde, köylerde, köy konutlarının birçoklarının yer tespiti daha yapılamadı. Bırakın kalıcı konutların temelinin atılmasını, birçoklarının daha konteynerleri verilmedi. Konteyner muhtaçlığı karşılanmayan bir ortamda şu anda hükümetin açıkladığı üzere bir yıl içerisinde yahut iki yıl içerisinde bu konutların tamamının bitirileceğini söylemek nitekim halkı aldatmak olur. Bu iş şayet nitekim vaat edilen müddette bitirilmek isteniyorsa bu işlerin hızlandırılması lazım. Aksi takdirde önümüzdeki birkaç yıl içerisinde beşerler konteynerde yaşamaya devam edecek üzere görünüyor” diye konuştu. – ADIYAMAN