Nöbetçi Eczaneler
Çanakkale‘de 2 bin 500 yıllık tarihi kale de alevlerden etkilendi
Çanakkale‘de orman yangınlarında alevlere teslim olan Atikhisar Kalesi siyaha büründü
Çanakkale‘deki orman yangınlarında yanan Atikhisar Kalesi dron ile görüntülendi
Roma devrine ilişkin 2 bin 500 yıllık Atikhisar Kalesi, yangınlar sonrası siyaha büründü
ÇANAKKALE – Çanakkale‘de Roma devrine ilişkin 2 bin 500 yıllık geçmişe sahip Atikhisar Kalesi, Çanakkale‘de 4 bin 80 hektar alanın küle döndüğü orman yangınlarında siyaha büründü. Yanan Atikhisar Kalesi dron ile görüntülendi. Manzaralarda kalenin siyaha büründüğü göründü.
Çanakkale‘de 22 Ağustos Salı günü saat 11.30 sıralarında merkeze bağlı Damyeri Köyü’nde tarım toprağında başlayan ve şiddetli rüzgarın da tesiriyle ormanlık alana sıçrayan yangın yaklaşık 48 saat sonra havadan ve karadan ağır müdahaleyle denetim altına alındı. Yangında 12 köy etkilendi. 10 uçak, 38 helikopter, 3 bin 174 işçi ve 790 kara aracı ile yangın denetim altına alındı. Yangında 2 bin 650 hektarı ormanlık alan olmak üzere 4 bin 80 hektar alan yanarak, küle döndü. Yangınları denetim altına almak için 10 uçak, 38 helikopter havada 503 saat uçuş yaparak, 2828 sorti ile 9 bin tona yakın su attı.
Yangında çok sayıda yerleşim yerinin yanı sıra, dam, ağıl, bağ ve bahçe etkilenirken, Çanakkale-Çan Karayolu üzerinde kentin tek içme ve kullanma suyu Atikhisar Barajı yakınında bulunan Roman devrine ilişkin 2 bin 500 yıllık Atikhisar Kalesi de alevlere teslim oldu. Birçok farklı medeniyete mesken sahipliği yapan Atikhisar Kalesi siyaha büründü. Yeşil tabiat kaplı etrafı ve kale kalıntılarıyla yerli ve yabancı turistlerinde ilgisini çeken Atikhisar Kalesi, Çanakkale‘deki orman yangınları sonrası adeta siyaha büründü. Yangınlar, Atikhisar Kalesinin son hali dron ile görüntülendi.
Atikhisar Kalesi
Atikhisar Kalesi Çanakkale merkeze 6 kilometre uzaklıkta, Çanakkale-Çan yolu üzerine bulunuyor. Halk ortasında Atikhisar kalesine Gavurhisarı olarak da biliniyor. 40 metre yükseklikte büyük bir ana kaya üzerine inşa edilmiş olan kalenin girişi kuzey istikametten yapılıyor. Doğu ve batı kısmı dik kayalıklardan oluşuyor. İç içe iki kısımdan meydana gelen kalenin iç kısımdaki kısmı yüksek bir kayanın üstü düzleştirilerek iskan edilmiş. Yüksek kısımda vadiyi gözetleyen kuleler bulunuyor. Burada iki kısımlı bir sarnıç yapısı kalıntısı ve ortasında bulunan boşlukta temel kalıntıları mevcut. Aşağı kısımda bulunan dış duvarın kuzey batı kısmındaki sur duvarları kısmen korunmuş durumda. Kalenin duvarları moloz taş ve kireç harçlı gereç ile yapılmış. Bu son hali ile Geç Roma devri özellikleri gösteriyor
Kale içinde ve eteklerinde Milattan Evvel 6. Yüzyıl’dan başlayarak Milattan Sonra 10. Yüzyıla kadar kesintisiz devam eden seramik örneklerine rastlanmıştı. Kalenin dış kısmında bulunan düzlükte de iskan izleri görülüyor. Kalenin kuzeyinde bulunan zirve üzerinde yaklaşık 2 metre yükseklikte bir tümülüs kalıntısı bulunuyor. Üzerinde bulunan çukurluk nedeniyle tümülüs muhtemelen tahrip edilmiş. Çanakkale Boğazı’ndan geçerek iç Troas ve Mysia bölgelerini birbirine bağlayan antik yolların üzerinde bulunan denetim merkezlerinden biri durumunda.
Muhtemelen kalenin birinci kuruluşu Milattan Evvel 7. yüzyıla kadar dayanıyor. Persler’in Milattan Evvel 6. Yüzyıl’da Troas Bölgesi’nin denetimi emeli ile kullandığı değerli bir üs pozisyonunda olduğu kayıtlara geçmiş durumda. Ayrıyeten kale, antik maden ocaklarının bulunduğu Sarıçay vadisinin denetimini ve güvenliğini sağlaması açısından da değerli durumda. Antik kaynaklar kalenin bulunduğu alanın Abydos toprakları içinde bulunan “Kremaste” yerleşmesi olduğunu belirtiyor