Nöbetçi Eczaneler
Bursa‘da karsambaç ve kar dondurması üreten Şerbetçi Halil Ağa ile torunu tarafından 1927’de kurulan tatlı ve dondurma işletmesi, 96 yıldır kent sakinlerinin ağzını tatlandırıyor.
Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde yer alan Okçular Çarşısı’ndaki küçük dükkanda bir asra yaklaşan aile işletmesinin geçmişi, 1870’li yıllarda Uludağ’dan sıkıntı kurallarda getirilen karları özel sığınaklarda saklayıp yaz aylarında karsambaç ve kar dondurması üreten Halil Ağa’ya dayanıyor.
Osmanlı’nın son yıllarında çarşıdaki dükkanını açıp mevsimine nazaran boza, şıra ve az da olsa dondurma yapıp satarak ailesini geçindiren Halil Ağa, torunu Ahmet’i de bu meslekte yetiştirdi.
Uzun yıllar birlikte çalışan dede ve torunun 1927’de işletmeye dönüştürüp markalaştırdığı dondurma, sütlü ve şerbetli tatlı üretimi, 4’üncü jenerasyonda Ahmet Geye’nin oğlu 71 yaşındaki Mehmet Tanju Geye tarafından sürdürülüyor. Geye, dedelerinden aldığı emaneti 5’inci jenerasyonda 3 kızına devretmeye hazırlanıyor.
Mehmet Tanju Geye, AA muhabirine, babasının dedesi Halil Ağa’nın, mesleğe başladığı birinci yıllarda mevsimine nazaran boza, şıra ve az da olsa dondurma yapıp satarak ailesini geçindirdiğini söyledi.
Dondurma ve tatlıların, işletmeye dönüştükten sonra babasının devrinde yaygınlaştığını belirten Geye, “Esnaflık tarihi 1870’li yıllara dayansa da işletmemiz ‘Geye’ ismini 1934’te Soyadı Kanunu’nun çıkmasıyla Halil Ağa’nın soyadından almış oldu. Babam, anne ve babasını erken yaşta kaybedince onu dedesi Şerbetçi Halil Ağa büyütmüş. Şerbet ve dondurma yapmayı birinci ondan öğrenmiş.” dedi.
Büyük dedesinin yaşadığı zorluklara değinen Geye, “O vakit buz çok yok, günde 2-3 kilogram dondurma fakat yapılıyormuş. Buz ve kar, Uludağ’dan katırlarla geliyormuş. Babam o periyodun çok sıkıntı şartlarında 1952 yılında birinci dondurma makinesini almış.” tabirini kullandı.
“Babam önlüğümü şimdi 5 yaşındayken taktı”
Geye, mesleğe çok küçük yaşlarda başladığını lisana getirdi.
Onlarca yıldır bu mesleğin içinde olduğunu aktaran Geye, “Babam, şimdi 5 yaşındayken önlüğümü taktı bana çalışmam için. Şu anda yaşım 71 ve hala devam etmekteyim. Artık yavaş yavaş kızlarıma devrediyorum ancak asıl maksadım götürebildiğim yere kadar götürmek.” diye konuştu.
Geye, aile geleneği bu işi sürdürmekten memnuniyet ve bir asra yaklaşan işletmenin başında olmaktan gurur duyduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Uzun yıllardır gelen müşterilerimizden de çok hoş reaksiyonlar alıyoruz. ‘İyi ki bu işe devam ediyorsunuz’ diyorlar. Artık iki torunum var. İkisi de geldikleri vakit çabucak hizmet etmeye, servis yapmaya başlıyorlar. Önlüklerini de bağlıyoruz. Çok memnunlar. Onların da bu mesleğe devam etmesini isterim.”
“Bu bayrağı devraldığım için çok gururluyum”
Mehmet Tanju Geye’nin kızı Hande Geye de 13 yaşından beri babasının yanında çalıştığını belirtti.
Bu işi özveriyle yapmaya çaba ettiğini anlatan Geye, şöyle konuştu:
“Bundan sonra da kuşaklar uzunluğu devam etmesini gönülden diliyorum. Elimizden geldiğince kaliteden ödün vermeden sürdürüyoruz. Lise dönemlerimde babamın yanında çalışmaya başladım. Biz bir aile şirketi olduğumuz için işimi çok severek yapıyorum. Eserlerin birçoklarını biz burada imal ediyoruz. Bir bayan olarak bu bayrağı babamdan devraldığım için çok gururluyum. Bizim dört nesilden müddet gelen müşterilerimiz var. Yaşlı teyzeler, amcalar, torunlarıyla, torunlarının çocuklarıyla geliyorlar. Eserlerimizden mutlu kalmaları ve yeni gelen nesillere tavsiye etmeleri bizim için çok değerli.”