Ana Sayfa Arama
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bestekar ve Yorumcu Bimen Şen’in Gerisinde Bıraktığı Yapıtlarla Anılıyor

Dilhun Olurum Yad-ı Cemalinle Senin Ben, Yüzüm Şen, Hatıram Şen, Nereden Sevdim O Zalim Bayanı ve Ne Gülün Rengini Sevdim Ne de Bülbül Sesini isimli unutulmaz yapıtlara imza atan bestekar ve yorumcu Bimen Şen vefatının 80’inci yılında gerisinde bıraktığı yapıtlarla yad ediliyor.

Dilhun Olurum Yad-ı Cemalinle

“Dilhun Olurum Yad-ı Cemalinle Senin Ben”, “Yüzüm Şen, Hatıram Şen”, “Nereden Sevdim O Zalim Kadını” ve “Ne Gülün Rengini Sevdim Ne de Bülbül Sesini” isimli unutulmaz yapıtlara imza atan bestekar ve yorumcu Bimen Şen vefatının 80’inci yılında gerisinde bıraktığı yapıtlarla yad ediliyor.

Ermeni rahip Gaspar Dergazaryan’ın dördüncü oğlu olan Şen 1873’te Bursa’da dünyaya geldi.

Usta sanatçı, babası, annesi ve kardeşleri musikiyle ilgilendiğinden, müzikle dolu bir aile ortamında büyüdü. Şimdi 8 yaşındayken Bursa Ermeni Kilisesi’nde okuduğu dua ve ilahilerle dikkati çekti.

Çocukluğunda, Bursa’ya atanan yeni valiyi karşılama merasimine giderek “Safa geldin valimiz paşa/ Adaletinle çok yaşa” müziğini okuyan Şen’in sesini çok beğenen vali, cebinden çıkardığı altın saatle kordonu Şen’in yeleğine taktı. Bu ikram, sanatkarın müzik sevgisini pekiştirdi.

Hacı Arif Bey, İstanbul‘a gitmesini teşvik etti

Bimen Şen, yaptığı bir açıklamada, Bursa’yı 1884’te ziyaret eden Hacı Arif Bey‘in kendisi ile ilgili niyetlerini şu sözlerle aktarmıştı:

Hacı Arif Bey‘in teveccühünü kazanmıştım. Bundan o kadar gurur duyuyordum ki. Birinci hocam odur. Bir gün meşk ederken bana şunları söyledi: Musikiye karşı yaman bir istidadın var. Bu istidadını köreltmek istemiyorsan, filiz vermesini, çiçeklenmesini istiyorsan çabucak İstanbul‘a git. Diğer türlü bu hoş sesinden istifade edemez, hayır göremezsin.”

Ailesinin karşı çıkmasına karşın 1887’de şimdi 14 yaşındayken İstanbul‘a giden sanatçı bir mühlet kilisede ilahiler okudu. Sanatçı bir devir sarraflık yaptı, bir yandan da tanınmış hocalardan ders aldı. Besteler yapmaya başlayan Şen’in yapıtlarının sayısı gün geçtikçe arttı.

Dönemin ünlü sanatkarlarından Tamburi Cemil Beyefendi, Neyzen Aziz Dede, Şevki Beyefendi, Rahmi Beyefendi, Hanende Nedim Beyefendi, Hacı Kirami Efendi ve Hacı Arif Beyefendi ile müzik sohbetlerine katılan sanatçı, sohbetlerde öğrendikleri ve dikkate kıymet yorumlarıyla Türk müziğinin gelişmesine değerli katkılarda bulundu.

Yorumları Atatürk tarafından da beğenildi

Yorumları Mustafa Kemal Atatürk tarafından da beğenilen sanatçı, Ankara’da ve Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen çeşitli müzik aktifliklerine davet edildi.

Başarılı sanatçı, “Yüzüm Şen, Hatıram Şen, Meclisim Şen, Mevkim Gülşen” mısrasıyla başlayan kürdilihicazkar makamındaki müziğinin çok beğenilmesi üzerine Şen soyadını aldı.

Besteleri I. Dünya Savaşı sonrasında lisandan lisana yayılan Şen, ileri yaşlarına kadar hanendeliğe devam etti. Sanatçı, Hacı Arif Beyefendi ile Rahmi Bey’in klasik üslubunu benimsemesine karşın kendine has bir stil ortaya koyduğu müziklerinde sağlam bir teknik yapının üzerine heyeti parlak üslubuyla dikkati çekti.

İlhamını daha çok güftenin kuvvetinden aldığını ve çoğunlukla gece yarısı beste yaptığını söyleyen, rastgele bir musiki aleti çalmayan ve nota öğrenmeyen Şen 800’den fazla besteye imza attı.

???????Bimen Şen’in 220 dolayında yapıtının notasını Şamlı İskender ve Şamlı Selim yayımladı. Sanatkarın yapıtlarının bir kısmını ise udi Arşak Çömlekçiyan ve Aleko Bacanos notaya aldı.

Sanatçının birçok müziğinin notaya alınmaması nedeniyle sırf 250 civarında yapıtı bugüne ulaştı.

Kemençe virtüözü, musiki hocası ve araştırmacı Ruşen Ferit Kam sanatkarla ilgili yaptığı bir açıklamada şöyle bilgi vermişti:

“Şişli semtinden başlayarak İstanbul surlarına kadar uzanan bölge içinde onun yapıtlarından birini, hatta birkaçını bilmeyen, terennüm etmeyen bir insan tasavvur etmek pek güçtür. Şöhreti ve yapıtları I. Dünya Harbi ve sonra onu takip eden mütareke yılları içinde, bütün İstanbul ufuklarını kaplamış olan bu bestekarımız, her sınıf halkın kendi zevkini okşayacak stildeki müzikleri ile çok sevilmiştir. O devirdeki yeni bir yapıtı, bütün genel ve özel saz meclisleri içinde muhitinin en kuytu köşelerinden yükselen seslerini, en hoş ahenklerini bu yapıtın büyüleyici melodileri ortasında bulurdu. Onun bu sanat ve sanatkarlık tılsımı, vefatına kadar devam etmiştir.”

Uşşak, hicaz, saba, hicazkar, kürdilihicazkar, hüseyni, segah ve hüzzam makamlarında sevgi ve tabiat temalarını işleyen pek çok müzik besteleyen Bimen Şen 26 Ağustos 1943’te İstanbul’da yaşama veda etti.

Kaynak: AA / Hilal Uştuk – Kültür Sanat