Bakan Soylu: Tunceli’de terörist kalmadı

AK Parti Bayrampaşa teşkilatının sahur programına katılan Bakan Soylu, ülke genelinde uyuşturucuyla uğraşta kullanılan stratejiye ve gelinen noktaya ait bilgi verdi. Soylu, “En çok ikinci kullanılan yer baktık ki neresi? metruk binalar. 124 bin metruk bina tespiti yaptık bütün Türkiye’de. Bunun 95 binini yıktık. 15 bin de rehabilite yaptık. 14 bininde yıkım ve rehabilitasyon süreçleri devam ediyor ve yüzde 34 oranında olan mevcut binalarda kullanma oranı şu anda yüzde 20’ler düzeyine düştü. Yeniden bütün bunlarla metruk binaları basıyoruz. Annelerle ilgileniyoruz. Baktık ki otomobillerde kullanmaya başladılar. Akşam üstleri ve geceleri bu sote denilen yerlerin tamamına polis devriyeleri çıkardık. Otomobillerde da bu işin kullanılmasının engellenmesini ortaya koymaya çalıştık. Bütün bunlarla birlikte kökünü kurutma operasyonlarını başlattık. Öteki bir şey daha yaptık. İstanbul’da yalnızca 32 mahallede alan kapattık. Dedik ki herhalde bu mahalle isyan edecek. Mahalleli geldi ‘Allah sizden razı olsun. Sakın buradan ayrılmayın.

Bağımlılıkla gayrette Avrupa’nın ve Amerika’nın sınıfta kaldığını lisana getiren Soylu, şöyle devam etti: “Almanya Sıhhat Bakanı aşikâr bir ölçüde eroinin, esrarın ve başka uyuşturucu unsurların kullanabilmesine müsaade veriyor. Şırıngayı parasız veriyorlar. Narkoz shoplar açıyorlar. Yani gidip alışveriş yapıyorsun, oturuyorsun ve orada bir ölçü içiyorsun. Ben Hollanda’ya gittim oradaki İçişleri Bakanı’nı ziyarete. Yolda baktım adamlar içiyorlar. Kimse de ses çıkarmıyor. Teslim olmuşlar engelleyemiyorlar zira lakin büyük mal operasyonları yapıyorlar. Kanun çıktı şöyle söylüyor; artık hakim 48 saat içinde resen tedavi uygulamasını başlatabilecek. Bu çok kıymetli bir şeydir. İki, bilhassa dünyadan Avrupa’dan ve Batı’dan tarafımıza sevk edilen kimyasal uyuşturucularla ilgili metamfetamin, captagon, tıpkı vakitte ekstazi çeşidi kimyasal sentetiklerle ilgili alt taban 10 yıldan ceza tabanı 15 yıla çıktı.

Soylu, “Biz terörle uğraş ettik, başarılı olduk mu? Burada bir imza atıyoruz. Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, dünya teslim olmuşken bu uyuşturucunun kökünü kazımak bizim bu millete namus borcumuzdur. Hiç acımayız. Evvelce okulların önünde uyuşturucu satıcıları vardı. Mevtin 941 olduğu gün bunu söyledim. Zira kaygımızı herkesle paylaşmak lazım. Onlar parayı nereden buluyorlar? Ya satacak. Ya annesinden, babasından isteyecek yahut çalacak. Beni kınadılar. Ben ne demişim? ‘Okulların önünde çocuklarımıza uyuşturucu satanı gördüğünüz anda bacaklarını kırın’ demişim. Bu makûs bir şey mi? Bu çabayı dünyada en güçlü yürüten ülkeyiz. Biz Müslümanız. Biz büyük bir medeniyetin evladıyız. Biz çocuklarımızı uyuşturucuya, batının uyguladığı bir sipariş yok etme taktiğine kaybettirmeyiz. Bu kadar kolay.” tabirlerini kullandı.

Diyarbakır’da yapılan 50. kökünü kurutma operasyonuna katıldığını ve bundan sonra yapılacak olanlara da katılacağını belirten Soylu, cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a cumartesi gecesi Bayrampaşa’da sahur programına katılacağını söylediğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bayrampaşalılara selamlarını ve Kadir Gecesi tebriklerini ileten İçişleri Bakanı Soylu, 1950 yılındaki genel seçimlerde ‘açık oy, bilinmeyen tasnif’ yapıldığı bilgisini vererek şunları söyledi: “Tam 21 yıldır AK Parti ve bu takımlar Türkiye’de büyük bir ihtilalin altına imza atıyorlar. Atmamış olsaydınız bir fiskeyle, hani bazen Amerikan büyükelçileri çıkıyor, laflar söylüyor. Hükümetin kimyası bozuluyor idi. O denli değil mi? Hükümetin kim? Yani artık Amerikan Büyükelçiliğini boş verin Amerikan Liderini kimse sallamıyor Türkiye’de. AK Parti Türkiye’yi o noktaya getirdi. Sıkıntıları tam bu. Birçok badirelerden geçildi. 27 Nisan’da denediler. Muhtara verince karşısına tahminen de demokrasi tarihimizin en kimlikli çıkışı ortaya konuldu. Seyahat olaylarında 3,5-4’tü faiz? Ne dediler? İşte İstanbul Havalimanı’nı yapmayın. Niçin? Zira dünyanın en büyük istasyonlarından birisi olacak. Orta Doğu, Afrika, Avrupa dünyanın en kıymetli istasyonlarından birisi olacak. Avrupa’nın pabucu dama atılacak, yapmayın. Kime söyletiyorlar bunu? Bu ülkede yetişen evlatlarımıza. Gerçek mu? İki, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapmayın. Niçin yapmayacağız? Zira tırlarımız, kamyonlarımız kentin dışından geçerse ticaretimizi daha rahat bir biçimde yapabiliriz. Üçüncü köprüye muhtaçlığımız var. İstanbul sıkışmış. Yaptık mı? İstanbul Havalimanı’nı yaptık mı? Yaptık.”

Bakan Soylu, “Eğer tam bağımsız olmak istiyorsanız en değerli sıkıntılardan bir tanesi güçtür. Türkiye bir nükleer santrale başlayacak. Mersin’de nükleer santral yapılacak. Tayyip Erdoğan kararını vermiş, imzasını atmış. Size muhtıra veriyoruz diyor, yapmayın. Niye? Elimizi elin adamına açacağız da onun için. Ancak onlar natürel bu milletin çok çalıştığı ve duasının bereketli olduğunu bilmediği için. Sakarya’da gaz alanından doğal gaz çıkacağını da hesap etmediler. Hesap etselerdi tahminen oranın kazılmasını engellerlerdi. Birebir vakitte bir taraftan terörü fişekledikleri için. Gabar’ın terörden temizleneceğini hesap edip orada Bayrampaşa’da oturan Esma Çevik kızımızın isminin verildiği o kuyulardan petrol fışkıracağını ve hem de kaliteli petrol. O denli işlenen rafineri petrol değil yani. Koy çalışsın. Bu kadar kaliteli bir petrol çıkacağını hesap edemediler. Hesap etselerdi Amerika bir formda o tezgahı da bir formda diğer bir noktaya evirmek isteyebilirdi. Artık Avrasya’ya itiraz ettiler. Pekala Avrasya bugün çalışıyor mu? Marmaray’a itiraz ettiler. Bugün çalışıyor mu? Kuzey Marmara yoluna itiraz ettiler. Su havzaları ormanlar diye hepiniz hatırlıyorsunuz. Pekala çalışıyor mu? Hepsi çalışıyor. Buna ne denilir biliyor musun? Oh denir.” diye konuştu.

Hükümet olarak birçok engelleme teşebbüsleriyle karşılaştıklarını lisana getiren Soylu, “Bütün bu altyapıyı gerçekleştirdik. Bölünmüş yollarından, otobanlara, otoyollara kadar. Öteki yüklere kadar birebir vakitte tünellere kadar. Bütün bu altyapıyı gerçekleştirdik. 81 vilayette üniversitelerine kadar 56 vilayetteki havalimanlarına kadar Türkiye değişik bir tablonun içine girdi. Neye karşın Seyahat olaylarına karşın. Neye karşın? 17-25 Aralık’ta yine bir imtihanla karşı karşıya kalmamıza karşın. Neye karşın? 6-8 Ekim olaylarında ülkemizin bir kısmını tarumar etmelerine karşın artık diyoruz ya işte mesela sarsıntı konutları var gerçek mu? Yapılıyor. Kimse Kılıçdaroğlu yapar diyor mu? Kimse diyor mu? Kimse Tayyip Erdoğan yapamaz diyor mu pekala? Hayır. Herkes ne diyor? Yaparsa reis yapar diyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Soylu, Türkiye’nin savunma endüstrisinde kendi araçlarını ve silahlarını ürettiğine dikkati çekerek, “Sonra kalkmış Kılıçdaroğlu diyor ki iktidarı değiştireceğiz. Ya millet seni değiştirecek farkında değilsin. Kimileri en son öğrenir ya başına geleceği, zannediyorum o en son öğrenenlerden birisi olacak kendisinin değişeceğini. 14 Mayıs akşamı o vakit da oturur mutfakta görüntüsünü çekmeye devam eder. Olur mu? Çok büyük, çok büyük muvaffakiyetlerin Türkiye’nin altyapısını o kadar güçlendirdiniz ki bir fiskeyle, Türkiye’nin yıkılamayacağını bütün dünyaya kabul ettirdiniz. Altyapılarıyla bugün ATAK helikopteri yapıyor muyuz? Bugün İHA-SİHA yapıyor muyuz? Bugün terörle uğraşta başarımızın en kıymetli sebeplerinden bir tanesi hepiniz söylüyordunuz, ‘Ya bu çocukları askere gönderiyoruz 20 yaşında bunların ellerine silahı veriyorsunuz. Bunları Doğu ve Güneydoğu’ya terörle çabaya gönderiyorsunuz. Bu işin profesyoneli yok mu?’ diye. Bu sıkıntıyı de Tayyip Erdoğan değiştirmiştir. Askerde profesyonelliğe geçmeyi, jandarmada profesyonelliğe geçmeyi, artık 2 bin metreden istediğini, attığını vurabilen güçlü bir takıma sahibiz. Hem İHA’larımız var hem SİHA’larımız var, Kızıl Elma’larımız var, hem de profesyonel kahramanlarımız var.” dedi.

Soylu, Kato Dağı’nda Aydoğan Aydın Paşa ile olan anısını şöyle aktardı: “Kato Dağı’na çıkmıştık. O vakit Kato Dağı’nda teröristler vardı. Aydoğan Aydın Paşa vardı. Allah rahmet eylesin. Onunla bir arada çıktığımızda dediler ki gitmeyelim, çıkmayalım. Çıktık. Kahraman Murat Paşa var artık. Adana Bölge Kumandanı. O vakit Beytüşşebap’ın alay kumandanıydı oraya çıktık. ‘Biz bunları buradan söküp atacağız’ dedik. Bugün Karabağ’da bir tek terörist yok. Ay yıldızlı bayrak nazlı nazlı dalgalanıyor. Tendürek Dağı’nda terörist yok. Cudi Dağı’nda, Gabar’da Allah’a hamdolsun. Bugün birçok alan tertemiz, burada söylüyoruz. Türkiye Yüzyılı ne demektir biliyor musunuz? Başlamadan evvel Allah’ın müsaadesiyle o dağlarda bir tek terörist kalmamasını temin etmek demektir. Bugün 88 terörist var. 3 binden geliyoruz 15 Temmuz’dan sonra. Bir gün Tunceli’ye gittik. Güvenlik toplantısına. 6 yıl oluyor. O vakit yollar kesiliyor. Tunceli-Pülümür yolu işlemiyor. Kesiyorlar tırı yakıyorlar. ‘Yani biz buranın hakimiyiz’ demek istiyorlar. Alıyorlar insanları sorguluyorlar. Birebiri Çaldıran yolunda var. Birebiri Diyarbakır-Lice-Bingöl yolunda var. Biz de içimize kaygı ediyor. Kalktık gittik. Konuştuk. Bir terör toplantısı yaptık. Değerlendirmeleri yaptık. Başımı kaldırdım. Bugünkü Genelkurmay Liderimiz Yaşar Güler Paşa o gün çok başarılı bir askerdir. Jandarma Genel Kumandanı dedim ki ‘Paşam dedim biz bu Tunceli-Pülümür yoluna gidelim’ dedim. Herkes bu adam kafayı mı yedi diye baktı. Dediler ki ‘Efendim helikopter kalkmaz oraya’ ‘Helikopterle gitmeyeceğiz, vatandaş gibi’ dedi. ‘Biz oraya gidemeyiz, önlem almadık’ dediler. Dedim ki şayet bu ülkenin İçişleri Bakanı, bu ülkenin bir yoluna gidemiyorsa bu gidemiyorsa bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmasın. Bu kadar açık.”