Nöbetçi Eczaneler
Erzincan‘da Kızılay-Hocabey’de Toplu Konut ve Kamu İştiraki Yönetimi Başkanlığınca yapılan konutların temel atma, açılış, tapu ve anahtar teslim merasimi, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile AK Parti Genel Lider Vekili Binali Yıldırım’ın iştirakiyle gerçekleşti.
Belediye Lideri ve Valinin selamlama hitaplarının akabinde merasimde konuşan Bakan Özhaseki, zelzele gerçeğine dikkat çekti. Türkiye bir sarsıntı ülkesi olduğunu belirten Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Cennet üzere bir vatanda yaşıyoruz. Seyyah İbn Batuta 700 sene evvel yazdığı yapıtında şöyle söyler: “Anadolu diye bilinen bu ülke, dünyanın tahminen en hoş memleketi. Allah Teala hoşlukları öbür ülkelere başka farklı dağıtırken burada hepsini bir ortaya toplamış. Dünyanın en hoş insanları, en pak kıyafetli halkı burada yaşar ve en lezzetli yemekler de burada pişer. Allah Teala’nın yarattığı kullar içinde en şefkatli olanlar buranın halkıdır. Bu yüzden şöyle denilir: ‘Bolluk ve rahmet Şam diyarında, sevgi ve merhamet ise Anadolu’da.”
Ancak her nimetin bir külfeti; her hoşluğun bir bedeli, her rahmetin bir imtihanı var. Türkiye’nin etrafı ateş çemberiyle çevrilidir. Yer altı ise sismik hareketlerin dünyada en ağır olduğu noktalardan birisidir. Alpler’den Himalaya’ya uzanan sınır içerisinde Türkiye; yüksek zelzele riski taşıyan 5 ülkeden birisidir. Topraklarımızın %66’sı, nüfusumuzun %71’i birinci derece riskli zelzele bölgesinde yer alıyor. Şunu net olarak söz edelim: “Türkiye bir zelzele ülkesidir.” Her an, ülkemizin rastgele bir noktasında yıkıcı bir zelzeleye maruz kalabiliriz. İmam Rabbani ne hoş söylüyor: “Kul önlem alır, sebebe yapışır, takdiri Allah’a bırakır.” Bize düşen, ülkemizin bir zelzele ülkesi olduğu gerçeğinden hareketle önlem almaktır.” tabirlerine yer verdi.
Türkiye’de 3 büyük fay çizgisinin bulunduğunu kaydeden Bakan Özhaseki, “1. Kuzey Anadolu Fay Çizgisi, 2. Doğu Anadolu Fay Çizgisi, 3. Batı Anadolu Fay Sınırı. Bir tanesi ve en büyüğü/en uzunu bu bölgeden başlıyor. Kısaca KAF olarak söz edilen Kuzey Anadolu fay çizgisi; Van bölgesinden doğarak Erzincan üzerinden Kastamonu/Tosya eliyle İstanbul’a/Marmara’ya ulaşıyor, oradan Tekirdağ’a hakikat ilerliyor. KAF; yer kabuğunda yer alan ısı ve basınç sebebiyle dünyanın en hareketli, en faal fay sınırlarından bir adedidir. Bu faylar üzerinde sıklıkla zelzele gerçekleşiyor. Son bir asırda bu topraklarda 226 tane 6 ve üzerinde zelzele meydana geldi. Denizde olanları saymazsak ana karamız üzerinde 60’tan fazla zelzele yaşadık. Sarsıntı sebebiyle son 100 yılda toplam 130 bin canımızı yitirdik. Bu doğrultuda bir sarsıntı ülkesi olduğumuz gerçeğini asla aklımızdan çıkarmamalı, sarsıntılarla ve öbür afetlerle yaşamayı öğrenmeli, bilhassa yeni kuşaklara bunu öğretmeliyiz.
Bakın; 1939 Erzincan Sarsıntısı; cumhuriyet tarihimizin en büyük facialarından birisidir. 32 binden fazla insanımızı yitirirken 113 bin kadar bağımsız kısım de kullanılamaz hale geldi. Zelzelenin acısını en çok yaşayan kentlerin başında gelir Erzincan.
Acısı hala yüreklerimizdedir. Evet; o sarsıntı bir kar tanesi üzere büyümeye başladı bugün bir çığ olarak İstanbul’a gerçek güç taşıyor. Erzincan’dan ortaya çıkan güç İstanbul’a ulaştı. 1939 Erzincan Sarsıntısı ile başlayan ve 1999 Marmara sarsıntısına kadar uzanan hatta sırasıyla şu zelzeleleri yaşamıştık. 1939 Erzincan Sarsıntısı, 1942 Niksar Sarsıntısı, 1943 Tosya Zelzelesi, 1944 Bolu Sarsıntısı, 1957 Abant Sarsıntısı, 1967 Adapazarı Zelzelesi, 1999 Gölcük Sarsıntısı. Biz artık Erzincan’dan başlayan zelzeleyle İstanbul’a, Marmara’ya ulaşan güç birikiminin oluşturması beklenen sarsıntıya karşı gece gündüz demeden kentsel dönüşüm çalışmalarımızla önlem almaya uğraş ediyoruz. Bir yandan da bin yılın afetinin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. 6 Şubat’ta yaşadığımız zelzele, kayıtlara asrın felaketi olarak geçti fakat ben buna Malazgirt’ten beri yurt tuttuğumuz bu topraklarda, 1000 yılda yaşadığımız en büyük felaket, bin yılın afeti diyorum. Sarsıntı, direkt 11 kentimizi, toplamda 18 kentimizi ve 14 milyon insanımızı etkiledi.
Depremin birinci dakikasından itibaren devletimiz alandaydı, afet bölgesindeydi. Cumhurbaşkanımız, 04.17’de hepimizden evvel harekete geçmişti. Her kente Bakanlar, Valiler, Kaymakamlar görevlendirdi. Devletin bütün imkanları seferber edildi. Ben de o devir AK Parti Lokal İdareler Lideri olarak 809 belediyemizi acilen bölgeye yönlendirdim. Yurtdışından gelen yabancı muhataplarımız “Bu sarsıntının dörtte biri bizde olsa üstesinden gelemezdik.” dediler. Şunu net olarak söyleyebilirim: Bütün bir millet ayaktaydı! Biz de Bakanlık olarak afetin birinci anından itibaren çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Vakit zaman itirazlarla kimi ufak değişiklikler olsa da 680 bin konut, 170 bin depo/ahır/dükkan üzere bağımsız kısmın ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldiğini tespit ettik. Ortaya çıkan maliyet 110 milyar dolar. Hiç kimse merak etmesin. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. İnşallah zelzele bölgesinde toplamda da 850 bin inançlı ve sağlam bağımsız kısmı vatandaşlarımıza teslim edeceğiz! Afetten ziyan gören kentlerimizde bir yandan rezerv alanda konutlar inşa etmeye devam ederken bir yandan da tabanı müsait olan yerlerde vatandaşlarımızın kendi meskenlerini yapmalarını sağlamaya çalışıyoruz. İnşa sürecini hızlandırmak için Yerinde Dönüşüm projesini başlattık.
Şu anda Yerinde Dönüşüm projemize E-Devlet üzerinden müracaat sayısı 203 bini aşmış durumda! Ruhsattan meskene kadar her bir safhasını Bakanlığımız denetim edecek. 4 kırmızı çizgimizden ödün vermeden inançlı konutlarımızı inşa edeceğiz.” diye konuştu.
Afetlere dur denemeyeceğini fakat tedbir alınacağını kaydeden Bakan Özhaseki, “Peyami Safa, 1940 yılında Büyük Erzincan Zelzelesinin akabinde şunları müellif: “Zelzele geçti. Hele şu açıkta titreşen vatandaşları da bir çatı altına soksak, olur biter. Bu da geçer yahu!” demeyelim. Geçmez bu, geçmez. Bir gün Adana’yı sel basar, öbür bir gün Erzincan’ı zelzele yıkar, daha öbür bir gün limansız Karadeniz kıyılarımız önünde vapurlar batar.
Rüzgara: “Esme!”, sulara: “Taşma!”, toprağa: “Sallanma!” diyemeyiz. Memleket ve Anadolu davasını, eğitim yahut ziraat, kültür yahut iktisat, sanat yahut teknik, bütün maddi ve manevi ögeleri ortasındaki alakaların tamamına ilişkin prensiplerle halletmezsek rüzgar eser, sular taşar, yer sarsılır ve bütün memleket ve bütün Anadolu, asırlardan beri olduğu üzere, yer yer yıkılır, Erzincan harabesine döner.”
Evet bugüne kadar bu topraklarda pek çok afet yaşadık. Büyük acılar çektik, insanlarımızı kaybettik. Geçmişe yönelik bir şey yapabilmemiz, vakti geriye almamız mümkün olmadığına nazaran, bundan sonra yapılacak tek şey 6 Şubat sarsıntılarını milat kabul edip, bundan sonra adımlarımızı büyük bir titizlikle ve dikkatle atmaktır.
Ne diyor Mevlana:
“Akıl sonradan ah çekmek için değil, düşünüp önlem almak içindir.”
Bundan sonra ne kentlerimizin yıkılmasına ne de insanımızı kaybetmeye tahammülümüz kalmamıştır. Artık insanımız inançlı, sağlıklı, çevreci, Sıfır Atık uyumlu konutlarında geleceğe daha inançlı bakabilmelidir. Bizim de bütün, gayretimiz, çabamız, çalışmamız bunun içindir.
İşte bu anlayışla bugün kentsel dönüşüm, anahtar ve tapu teslimi ile açılışlar ve yeni yatırımların temel atma merasimleri için Erzincan’dayız.” dedi.
Bakan Özhaseki’nin akabinde AK Parti Genel Lider Vekili Binali Yıldırım bir konuşma yaptı ve Erzincan’da temel atma, açılış, tapu ve anahtar teslim merasimi gerçekleştirildi.
Merkezde; Kızılay, Hocabey ve Demirkent mahallerinde 1 milyar 215 milyon TL’lik yatırımla; 612 konut ve 107 dükkanın, 75 milyon lira yatırım kıymetiyle Etraf Şehircilik Vilayet Müdürlüğü binasının, 658 bin m2 büyüklüğünde Vasgirt Millet Bahçesinin temellerini atılara TOKİ eliyle 161 toplumsal konutun, Kayı Köyü sakinlerine 79 konutun tapularını teslim edildi. 4 noktadaki istasyonunu birbirine bağlandığı Katı Atık Aktarma Transfer Merkezinin açılışını yapıldı. – ERZİNCAN