Nöbetçi Eczaneler
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in iştirakiyle İzmir’in Urla ilçesinde düzenlenen merasimde 1500 Köy Ömür Merkezi’nin açılışı yapıldı. Merasimde Bakan Özer’in yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Vilayet Ulusal Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Ayrılamaz Çankırı da yer aldı. Urla Barbaros köyündeki programda mehteran ekibiyle karşılanan Bakan Özer merasimde yaptığı konuşmada, “Sayın valim ve vekillerimizin ilave eğitim talepleri oldu. Torbalı’ya spor lisesi, Konak’a hoş sanatlar lisesi taleplerini yatırım programına alıyoruz. Merkeze öğretmenevi talebi oldu, proje ihalesine çıkıldı. Sayın vekilim ve valim Menemen’e tarım meslek lisesi istedi. Çeşme’de öğretmenlerimizin konaklayabileceği bir öğretmenevi talebi oldu. Yatırım programına alıyoruz. İzmir’e 3 lise ve 2 öğretmenevi kazandıracağız” tabirlerini kullandı.
Milli Eğitim Bakanı olarak birinci ziyaretini İzmir’e yaptığını söyleyen Bakan Özer, “İzmir, eğitimde çok güçlü olması gereken vilayetlerimizin başında geliyor. Bakanlık olarak İzmir’den elimizi hiç çekmedik. Daima birlikte değerli valimizin önderliğinde, hoşlukların ortaya çıkarılmasında emeği geçen tüm yol arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Köy okulları konusu yıllardan beri kronik sorun olan ve güya son 20 yıl içerisinde kapatılmış üzere algılanan bir süreç. Köy enstitülerinin tekrar nostaljik bir formda algılanması, hayata geçirilmesi, köylerimizin eğitimle buluşturulması üzere bir hasreti, son 2 yıldaki öncelediğimiz projelerden biri olarak sisteme dahil ettik. Bakanlıkta öncelediğimiz üç temel nokta var. Birincisi okul öncesi eğitimdi. Eğitim sistemlerindeki en kritik kademe okul öncesi eğitimdir. Türkiye maalesef bunu çok gereğince algılayamadı. Türkiye, son 20 yılda öbür kademelerdeki okullaşma oranlarını arttırmakla uğraştığı için okul öncesi eğitimin eğitim sisteminde neye karşılık geldiğini fark edemedi” dedi.
“Eğer ülkenin çocuklarının bir kısmı okul öncesi eğitime gidiyor, bir kısmı gitmiyorsa eşitsizlik orada başlar” diyen Bakan Özer, “Sonra eğitimin ilerleyen kademelerinde okullar ortası muvaffakiyet farkı olarak önümüze çıkar. Okul öncesi eğitime gitmiş olan bir bireyin ömrü boyunca eğitimde ve istihdamda kaldığı müddet, gitmemiş bireye nazaran çok daha uzundur. Bayan istihdamı açısından okul öncesi eğitim en kritik noktalardan bir adedidir. Bayanın istihdama girdiğinde aldığı fiyat, çocuğunu okul öncesi eğitime verdiği zamanki fiyatla karşılaştırılabilir bir seviyedeyse bayan istihdamından geri çekilir. İşte bu şuurla biz okul öncesi eğitim seferberliği başlattık. 6 Ağustos’ta misyona geldiğim vakit Türkiye’de 2 bin 782 tane anaokulu vardı. Biz 3 bin anaokulu yapmak için yola çıktık. O denli ağır bir biçimde çalıştık ki her fırsatı değerlendirdik. Yalnızca yeni bina yapmadık, tıpkı vakitte atıl binaları değerlendirdik. 1,5 yıl üzere kısa müddette 6 bin 700 anaokulu kapasitesi oluşturduk. Ben misyona geldiğim vakit 5 yaşındaki okullaşma oranı yüzde 65’ti. Şu anda yüzde 99.9. 5 yaştaki okullaşma oranını çözmeyi Allah bana nasip etti. İzmir’deki 5 yaştaki okullaşma oranı ben vazifeye geldiğim vakit yüzde 55 idi. Türkiye ortalamasının 10 puan altındaydı. Bugün ise yüzde 98.” dedi.
Bakanlık olarak değer verilen ikinci mevzunun mesleksel eğitim olduğunu belirten Bakan Özer, “Mesleki eğitim Türkiye’nin kanayan yarasıydı. Mesleksel eğitim, mesleksel eğitimin mezunlarının işgücü piyasasının muhtaçlık duyduğu nitelikli insan kaynağını karşılamada yetersizliklere sevk etmişti. Biz mesleksel eğitimi, bilhassa meslek liselerini akademik olarak başarılı öğrencilerinin gittiği okul tipine dönüştürdük. Yüzde 1’lik muvaffakiyet diliminden öğrenci alan meslek liselerimiz var. Demirören Medya’nın içerisinde kurmuş olduğumuz Demirören Medya Mesleksel Teknik Anadolu Lisesi üzere eğitim verdiğimiz her alanda akademik olarak başarılı öğrencilerin girmiş olduğu meslek liseleri var. Meslek liseleri üretmeye başladı. Döner sermaye kapsamındaki üretim kapasitesi 10 kat arttı. Öğrenciler yaparak öğreniyor. İşgücü piyasasıyla meslek lisesi senkronize çalışıyor. Öğretmenlerimiz de iki taban fiyata kadar fiyat alıyorlar. Geçen yıl meslek lisesindeki öğretmenlere 200 milyon TL katkı hissesi dağıttık, 100 milyon TL öğrencilere dağıttık. Öğrenciler okurken fiyat almaya başladılar” dedi.
Bakanlığın 3’üncü ehemmiyet verdiği hususun köy ömür merkezleri olduğunu tabir eden Bakan Özer, “Kim kederi ki bu ülkedeki köylerdeki tüm okulların yalnızca çocuklar için değil, o köylerde yaşayan vatandaşlarımızın da halk eğitimi aldıkları, bir ortaya geldikleri yerler olsun. Yetişkinle çocuğunu, torununu birebir eğitim merkezi altında buluşturma imkanımız oldu. Bu tahminen de geriye dönüp baktığımızda yapmış olduğumuz en kıymetli projelerden bir tanesi. Bugün 3 bin 500 tane oldu. 2 bin adedin açılışını Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Külliye’de yapmıştık. 2023’ün sonuna kadar Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak, bizler orada olsak da olmasak da Allah’ın müsaadesiyle tüm köy okulları vatandaşlarımızın hizmetine açılacak” sözlerini kullandı.
İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan sarsıntısı hatırlatan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise “İzmir zelzele atlattığı için yüzlerce okulun yıkılıp, yine yapılması yahut güçlendirilmesi gerekiyordu. O gün bize ‘Ödenek konusunda sorun yok’ dediniz. Proje yetiştirdiğimiz sürece ödenek konusunda hiçbir kahır yok. İzmir’e verdiğiniz bir değerin sözü olarak bugün yeniden buradasınız. Köy ömür merkezleri bizim neslimizin yüreğinde bir yaraydı. Kentlerin ağırlaşması, köylerin boşalmasıyla yaşadığımız bir kahır. Köy ömür merkezi projeleri Türkiye’de çok yerli yerinde bir proje oldu. Köy ömür kalitesi böylece artmış oldu” dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Parçalanamaz Çankırı da İzmir’in üretim, tarım, ticaret konusunda en güçlü kentlerden birisi olduğunu belirterek, “Anaokuluna halk eğitime ulaşma manasında zorluk çeken vatandaşlar vardı. Köy hayat merkezleri onlar için bir toplumsal aktivite alanı hale gelecektir. Orta eleman eksiklerimizi sizin bakanlığınız devrinde çok önemli halde aştığımıza inanıyoruz. Katma kıymeti daha da arttırılan bir İzmir oldu. Hepimizin muhtaçlık duyduğu alan üretimdeki orta eleman gereksinimiydi. Meslek okullarıyla bunu aştığımıza inanıyorum” diye konuştu.
İzmir Vilayet Ulusal Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, yaptığı konuşmada İzmir’de 2023 yılının sonunda sarsıntıya yönelik güçlendirmeyle ilgili hiçbir eksik okulun kalmayacağını belirterek, İzmir’de 790 bin öğrenci, 59 bin öğretmen ile herkes için ulaşılabilir bir eğitim ortamı sunmanın en temel maksatları olduğunu söz etti.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Balıklıova Köy Ömür Merkezi’ni ziyaret etti. Programda Bakan Özer’in yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Vilayet Ulusal Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Ayrılamaz Çankırı yer aldı. Bakan Özer, ziyaretteki konuşmasında, “Köy hayat merkezlerinde sadece okul öncesi eğitimi vermek değil, birebir vakitte tüm binalarda halk eğitim merkeziyle yetişkinlerimize de istedikleri kursları düzenleme, istedikleri eğitimi almayla ilgili imkan geliştirdik. Bunun için bu okullarımıza artık ‘köy okulu’ değil, ‘köy hayat merkezi’ diyoruz. Gayemiz yetişkinlerle, köydeki vatandaşlarımızla torunlarını, çocuklarını birebir eğitim çatısı altında birleştirebilmek. Süratli bir halde bu okullarımız artık çocuklarımız için yaz okulları olacak. Bayan kooperatiflerimizin de kendi varlıklarını üretim süreçlerine kattıkları bir yere dönüşecek” dedi.
‘Geçmişte nasıl köylerde kalkınma atılımı başladıysa, yeniden tıpkı halde besin, tarım, kalkınmayla ilgili hamleyi köylerimizden başlatacağız” diyen Bakan Özer, kelamlarına şöyle devam etti:
“Bu yerleri büsbütün vatandaşımızın fiyatsız bir halde kullanabildiği yerlere dönüştürmüş bulunuyoruz. Türkiye’nin farklı noktalarında bayanların buluşabileceği, üretebileceği, hayat uzunluğu öğrenme kapsamında eğitim alabilecekleri yerlere muhtaçlıkları vardı.”