Bakan Bozdağ’dan The Economist’e reaksiyon: Emel Türkiye’nin tercihine müdahale teşebbüsü

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ CNN TÜRK’te gündeme dair açıklamalarda bulunuyor. Bakan Bozdağ, The Economist’in bugün paylaştığı kapağa reaksiyon gösterirken, ‘Amaç Türkiye’nin tercihine müdahale teşebbüsü.’ dedi.

Bakan Bozdağ’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye’deki seçimler yalnızca Türk halkı tarafından değerlendirilmiyor. Birebir vakitte yurt dışında da yakından takip ediliyor. Pek çok etraf müdahale için değişik davranışlar ortaya koyuyor. The Economist onlardan biri. Emel Türkiye’nin tercihine müdahale teşebbüsü. Türkiye’nin seçimini yapmayacak. Cumhurbaşkanını ya da vekilleri Washington seçmeyecek, milletimiz seçecek.”

“Şanlıurfa’daki Kürt kardeşlerimizin birinci tercihi AK Parti, Cumhurbaşkanımız Erdoğan. Şanlıurfa’da rastgele bir sorun, ıstırap yok. Buradaki herkesin birinci partisi AK Parti, cumhurbaşkanı adayı da sayın Erdoğan. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi onların birlik içinde olduğunu gösteriyor. Mithat Sancar da ‘Hedeflerimiz ortak’ dedi. Birtakım kelamlar verdikleri o açıklamalarda çıkıyor. Onlar da Kılıçdaroğlu’na davet yapıyor, bize verdiğin kelamları açıkla, diyorlar. Buradan Kılıçdaroğlu’na maksat birliği ettiğiniz mevzular, taahhütleriniz nelerdir diye davette bulunuyorum.”

“Tecrübesi olan biri, CHP’nin kodlarını bilir. Orada bahadır bir irade olmadığını en uygun o bilir. Leyla Zana’ların, Hatip Dicle’lere herkes şahit. Yan yana HDP ile fotoğraf çektirmekten korkan CHP artık çıkmış artık çıkmış taahhtlerde bulunuyor ve açıklamaktan korkuyor. Artık Öneder’e seslenmek isterim, taahütlerini açıklamayan biri tahlil sürecini başlatma hamasetini gösterebilir mi? Cumhurbaşkanımız ulusal birlik sürecini başlatırken de biz baldıran zehirini içtik dedi ve o denli yürüttü. Lider biliyor ki Kılıçdaroğlu’nda o denli bir yürek yok. Kendilerine kapalı kapılar gerisinde verdiği kelamları Kılıçdaroğlu çıksın açıklasın. HDP, kendi kendilerne cumhurbaşkanımıza duydukları nefreti kamufle etmek için diğer başka şeyler söylüyorlar.”

“Yıllar sonra da olsa cumhurbaşkanımıza kumpas kurulduğunu, o kasetlerin kurmaca olduğunu itiraf etmiş oldu. Kendisinin de o kumpasa dayanak vermiş olduğunu itiraf etti. Soruşturmalar vardı, onları ifşa etmek suçken Kılıçdaroğlu o kasetleri getirip kümede dinletti ki millete hakikatmiş üzere gösterdi. Vaktiyle Türk halkını aldattığını gösteriyor bu. Sayın Kılıçdaroğlu’nu aldattığı Türk halkından özür dilemeye davet ediyorum. Özür dilemesi taban ahlak kurallarının gereğidir.”

“Yalan söylüyorlar. Ellerinde evrak var dedikleri kısımlar oraya vakit zaman teknik heyetler masraf. Bu türlü bir görevlendirme ile ilgili yapılan çalışmaları çarpıtıyorlar. Öcalan ile alakası olmayan çalışmayı, teknik görevlendirmeleri, yazışmaları alıp Öcalan ile görüştüler diye çarpıtıyorlar. O evraklarda ne yazdığını ben biliyorum. Bu bir ahlak sıkıntısı. Orada bir sürü teknik manada sorun oluyor. Oraya teknik takım gidiyor. Bunun Öcalan ile hiç alakası yok. Teknik problemleri gidermek için yapılan şeyler. Kandil açıklama yapıyor, Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz diye. Onlar ne dedi, terör varsa biz yokuz diye. Söylediklerini çiğnemek için bunu söylüyorlar. O hakimin ismini açıklayın. O dokümanları yayınlamazlarsa yarın ben bütün basına vereceğim. Yayınlamaları davetinde bulunuyorum.”

“Onların kasıtları açık fakat bu kasıtlar üzerinden çarpıtma yapıyorlar. Türkiye’deki sistem değişikliği üzerinden yürüyen süreç var. Seçimde halkın verdiği irade darbe olmaz. AK Parti’nin kurulduğu günden savunduğu şey milletin sandıkta verdiği iradenin korunması gerektiği. Milletin iradesi ile iktidarda kalan partinin milletin iradesini tartışması kelam konusu değil, milletin iradesi başımızın tacıdır. Milletin iradesi bir darbe olarak anlaşılamaz. Mehmet Uçum’un söylediği o değil. Süleyman beyefendi de Mehmet beyefendi de demokrat biridir. Mlletin iradesine darbe demeyecek şahıslardır.”

“Süleyman beyin dedikleri başka bir husus. Bunu ona sorarsanız daha gerçek olur. Kılıçdaroğlu’nun büyükelçiliklerle görüştüğü sır değil. Yalnızca büyük elçilerle değil, yurt dışına gitti oralarda açık görüşmeler yaptığı üzere kayıp saatleri var. Görünen kısım var görünmeyen kısım var. CHP’den büyükelçilere ziyaret olduğu sır değil. Belediye liderleri balıkçıda Yemek yediler. Görüşmeler olağan lakin görüşmelerdeki hususlar olağan mi değil mi buna bakılmalı. Biden’ın kendi kampanyası sırasında Türkiye’deki seçime müdahale edeceğinden sonra bunların ne manaya geldiğini görüyoruz. The Economist’in manşeti ortada. Kimi temsilcileri ABD’nin kendi seçimi üzere görüyor, doğal müttefiki üzere CHP. Bu seçim bizim seçimimiz size ne, demeleri lazım. Görüştük, seçimle bir şey konuşmadık, demeleri lazım. Türkiye’nin seçimlerine müdahil olmaya çalışan elçiler olduğu açık.”

“Türkiye’nin en uygun yaptığı işlerin başında seçim gelir. Seçimlerin hiçbirine şaibe bulaştırılmamıştır. Milletin de itimat ettiği sonuçlar çıkmıştır. Seçimi YSK yapmaz, koordine eder ihtilafları çözer. Seçimde hile yapılması fiilen imkansız bir durum. Bir parti bunu diyorsa seçimi kaybetme konusunda sonuçları almıştır. Seçim sonuçlarına dönük mazeret üretiyorlar. Bizim de seçimi takip etmek için başkanlığımız var. Kendi beceriksizliklerini örtmek için diğerlerine şunu yapıyor bunu yapıyor diyorlar. İçişleri Bakanlığı için bu değerlendirmeler kabul edilemez. İçişleri Bakanlığı’na teşekkür edecekleri yerde saldırıyorlar.”

“Şanlıurfa’da yeni devirde mevcut problemlerini görerek hareket edeceğiz. Beklentilerini iktidarın gücü ile yerine getireceğiz. Problemleri konuşan değil tahlilleri konuşan anlayışla hareket ediyoruz. Yaşanılan sıkıntıların üzerinde duracağız. Kuyudan su gereksinimi karşılanıyor. İçme suyunda kırsalda önemli bir sorun var. Proje çalışmasını başlattık. Öteki hususlara da tıpkı formda bakıyoruz. Sorun çöze çöze problemleri azalttığımızı Şanlıurfalı hemşerilerimiz de görecek.”