Bakan Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'na montaj yansısı: Hepsi hakikat ve hepsini kendileri yapıyor

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci çeşidi öncesi yapılan “psikolojik üstünlüğün Millet İttifakı’na geçtiği” yorumlarının büsbütün algıya dönük olduğunu söyledi.

Bozdağ, katıldığı bir canlı yayınında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci tipi öncesi “psikolojik üstünlüğün Millet İttifakı’na geçtiği” yorumlarına ait değerlendirmesi sorulan Bozdağ, “Bunlar büsbütün algıya dönük yorumlar. Temelinde 14 Mayıs seçiminde vatandaş karar verdi. Parlamentodaki salt çoğunluğu 323 vekil ile Cumhur ittifakına verdi. Cumhurbaşkanı’mıza da yüzde 49,52 oranında oy vermek suretiyle 28 Mayıs’ta kimi Cumhurbaşkanı seçeceğini de işaretlemiş oldu. Artık vatandaşımız, 14 Mayıs’ta işaretlediği Cumhurbaşkanı’mız Sayın Erdoğan’ı inşallah 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı seçecektir.” sözlerini kullandı.

Bozdağ, seçime iştirak oranının yüksek olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Cumhur İttifakı’nın aldığı oy, başkalarının yarattığı algıyı yok edecek büyüklükte. Yüzde 60 ile seçimi kazanacağını tez eden, ondan evvel cumhurbaşkanı yardımcılıklarını tayin eden, bakanlıklarını tayin eden, bürokrasiyi tayin eden, bu kadar özgüvenle yola giden birisi var. Yüzde 55 bile onları kesmiyor, yüzde 65’lere varan bir kestirimde bulunuyor. O vakit da 4 aday var bu kestirimi yaparken. Lakin bakıyorsunuz sonuç, yüzde 45’e ulaşmayan bir sayıyla karşı karşıya ve iddialarında 15 puan bir yanılma var. Artık Cumhurbaşkanı’mıza baktığımızda da bütün anketlerde 50’nin biraz üstünde bir oyla alacağı söyleniyor ve bizim varsayımlarımızın kıl hissesi altında kalan bir sonuç da ortaya çıktı. Parlamento çoğunluğunun bu türlü olması, milletimizin Cumhurbaşkanı’mızı ikinci çeşitte seçeceği istikametinde bir ihsas-ı reyde bulunmasıdır 14 Mayıs’taki seçim sonucu.”

“Ortada bir aldatmaca var”

Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ın, “İçişleri Bakanı olarak Suriyelileri ülkelerine göndereceğine” yönelik açıklamasına karşı CHP’den “İçişleri Bakanlığı konusunda bir görüşme yapılmadığı” açıklaması geldiğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, şu tabirleri kullandı:

“O vakit biri palavra söylüyor. Kim söylüyor bu palavrası? Bir genel lider palavra söyler mi? Sayın Özdağ görüştü, imza attı, açıklama yapıyor. O vakit çıksın, ‘Doğru, bu türlü bir şey yok.’ desin. Sayın Özdağ’dan kendi açıklamasını tekzip eden bir açıklama geldi mi? Gelmedi. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan da gelmedi. Parti ismine birileri konuşuyor lakin iki kişi ortasında olan görüşmeyi, üçüncü bireyler ne kadar bilir? Ona da bakmak lazım. Sanki üçüncü bireyler vardı da onlar mı bu açıklamayı yapıyor? Parti ismine Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Böyle bir açıklama mı yaptım?’ dedi. Şayet öyleyse o vakit Sayın Özdağ’ın çıkıp ‘Bana bu mevzuda kelam verdiniz lakin artık beni yalanlayan açıklamalar yapılıyor.’ diye bir kıymetlendirme yapmasında yarar var. Zira ortada bir aldatmaca var. Kim aldatıyorsa bunun ortaya çıkması gerçek olandır”

Bozdağ, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “İlk cinste Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı kazandı. Şayet Cumhurbaşkanlığını bana verirseniz Meclis, Cumhur İttifakı’nda, Cumhurbaşkanlığı ise Millet İttifakı’nda olur ve idarede bir istikrar kontrol oluşur.” biçimindeki açıklamasına ait şu değerlendirmede bulundu:

“Denge kontrol oluşmaz. Zira belediyeyle mukayese ediyorlar. ‘Ankara ve İstanbul’da belediye meclisi ve başkanlıklar farklı ellerde, istikrar, denetleme var.’ diyorlar. Belediyelerin misyon ve yetkileri ile Meclisin ve hükümetin misyon yetkileriyle mukayese götürmez, kıyas kabul etmez bir durum. Yani bu ikisinin başka elde olması demek, istikrar denetleme değil, siyasi istikrarın bozulması, parlamentoyla iktidar ortasında çatışma ihtimalinin yükselmesi ve kriz, arbede ve kaosun Türkiye’nin gündemine oturması manasına gelir”

“Yüzde 50,1 ile seçildiğinde hükümetin meşruiyeti tartışılabilirdi”

Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci tipe kalmasıyla ilgili niyetlerini paylaşan Bozdağ, şu sözleri kullandı:

“Vatandaşımız, Cumhur İttifakı’na çoğunluğu verdikten sonra cumhurbaşkanının da çok daha üst bir oyla seçilmesini dilek etti. Yüzde 49,52 oy oranı, yüzde 50,1 olsaydı ‘Acaba seçimlere hile mi karıştı, şaibe mi var?’ diye bir tartışma çıkardı. Bunu diyebilirlerdi, aslında hazırlanmışlardı demeye ki yüzde 50,1 ile seçildiğinde bu hükümetin meşruiyeti de tartışılabilirdi. Türkiye, 5 yıl meşruiyet tartışmalarıyla vakit ve güç kaybederdi. Ancak artık Sayın Cumhurbaşkanı’mız yüzde 50’nin çok üzerinde bir oyla seçileceği için seçime ait rastgele bir tartışma olmayacak. Meşruiyet tartışması da olmayacak. Vatandaş, seçime dönük tartışmalar doğmayacak biçimde, meşruiyet tartışmalarına imkan vermeyecek bir çoğunlukla sandıkta Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy vererek seçeceği için güçlü bir yürütme, güçlü bir yasamayla milletimize ve devletimize daha büyük ve başarılı hizmetler yapacak”

“500 oyla dahi yeni anayasa yapsak halkın oyuna sunacağız”

Bozdağ, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan’ın, yeni anayasa çalışmalarını AK Parti ile yürütebileceklerine ait açıklaması üzerine, Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partiler ile DEVA Partisi’nin milletvekili sayısının yeni anayasa yapmak için yetmediğini söz etti.

Bakan Bozdağ, şunları söyledi:

“Yani sonuç prestijiyle, yeni anayasa konusunda sonuç almak için CHP, YETERLİ Parti… Referandumlu bir anayasa yapacaksak minimum 360 oya gereksinim var. Referandumsuz yeni anayasa yapılacaksa 400 oya muhtaçlık var. Lakin biz her seferinde şunu da söyledik, 400 değil, 500 oyla dahi yeni anayasa yapsak biz onu halkın oyuna sunacağız. Yeni anayasanın, milletin kontratı olması için parlamentoda anayasa yapıcılarının iradesinden ve onayından geçtikten sonra milletin takdirine ve onayına sunulması lazımdır ki yeni anayasa, millet mukavelesi, milletin anayasası olsun, millet tarafından da onaylanmış olsun.”

Temsilin geniş tabanlı olduğu bir parlamentoda yeni anayasayı yapabilmeleri halinde milletin bunu benimseme oranının yüksek olacağını kaydeden Bozdağ, bunu yeni devirde gerçekleştirebilmeyi temenni etti.

Montaj görüntülerle ilgili soruya da Bozdağ, şu cevabı verdi:

“Sayın Kılıçdaroğlu, her mevzuyu çarpıtıyor. Kandil’den Murat Karayılan açıklama yaptı. Montaj mı? Çıksın desin, görüntüler ortada, kendileri çektiriyor, yayınlıyor. Mustafa Karasu, Cemil Bayık, Bese Hozat açıklama yaptı. Daha öteki pek çok terörist elebaşı, Avrupa’daki ayakları açıklama yaptılar. Açıklamaları kendileri kaydettiler, dünya ve Türkiye kamuoyuna açıkladılar. Ben artık Sayın Kılıçdaroğlu’na soruyorum, Murat Karayılan’ın, Cemil Bayık’ın ve terör örgütü elebaşlarının açıklamaları montaj mı? Hiçbiri montaj değil. Cumhurbaşkanı’mızın söylediği şey çok açık. Yani bu terör örgütü elebaşlarının açıklamaları montaj mı, değil mi? Çıksın onu söylesin. Hepsi hakikat ve hepsini kendileri yapıyor”

Kılıçdaroğlu’nun, 14 Mayıs öncesi kayyum uygulamasını kaldıracaklarını söylemesine rağmen Kılıçdaroğlu’na takviye açıklaması yapan Ümit Özdağ’ın bu husustaki tutumunun farklı olduğunun söz edilmesi üzerine Bozdağ, “Bir yandan ‘Kayyumu kaldıracağız’, öbür yandan ‘Kayyum devam edecek’ deniyorsa o vakit bir kişi birebir bahiste iki farklı taahhüdü nasıl yerine getirecek? Sayın Kılıçdaroğlu’nun bunu açıklaması lazım” dedi.