Nöbetçi Eczaneler
Dünyanın farklı ülkelerinden 1000 şefin aday gösterildiği ve 700 şefin değerlendirildiği Gastronominin Nobel’i olarak isimlendirilen Basque Culinary World Prize (BCWP) 2023’ün kazananı Şef Ebru Baybara Demir oldu. Şef Ebru Baybara Demir bu mükafatı Türkiye’ye taşıyan birinci Türk bayan şef oldu.
Mardin’de gastronomi alanında hayata geçirdiği dikkat cazibeli projelerle toplumsal kalkınma ve biyoçeşitliliği desteklerken kültürel entegrasyona da katkı sağladı. Şef Baybara Demir, Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı sarsıntının akabinde başlayan dayanak çalışmasının yanı sıra yirmi yılı aşkın müddettir, mülteci entegrasyonu, iklim değişikliğinin toprak üzerindeki tesiri ve toplumsal kalkınma odaklı projeleriyle bugüne kadar birçok hususa gastronomi odaklı tahlil üretmek için çalıştı. Şef Ebru Baybara Demir’in mükafatı kazanmasında gastronomiyi entegrasyon için güçlü bir araç olarak kullanması, Türkiye-Suriye sarsıntılarından sonra binlerce şahsa sıcak yemek dağıtması ve Türkiye’de yaşayan tüm bayanları kapsayıcılıkla güçlendirmesi tesirli oldu.
“YEMEK PİŞİRMENİN BEŞERLER ÜZERİNDEKİ DEĞERLİ TESİRİNİ 25 YIL EVVEL MARDİN’DE ÖĞRENDİM”
Şef Ebru Baybara Demir ödül hakkında şunları söyledi:
“Gastronomi dünyasının Nobel’i sayılan Basque Culinary World Prize’a beni layık gören heyete teşekkürlerimi iletiyorum. Bu ödül, besinin ve yemek pişirmenin insanların ömürleri ve toplumlar üzerindeki kıymetli tesirini vurguluyor. Bunu birinci defa 25 yıl evvel, bir küme bayanın bana inanarak yola çıktığı Mardin’de öğrendim. O günden bu yana seyahatim, topraktan tabağa ve tekrar toprağa uzanan besinin ömür döngüsünde beşere, etrafa ve topluma yarar sağlayan teşebbüslere adandı.”
JÜRİ LİDERİ ROCA: FARKLI KÜLTÜRLER ORTASINDA DİYALOG KÜLTÜRÜNÜ ÖNE ÇIKARIYOR
Organizasyonun heyet lideri Joan Roca ise şunları söyledi:
“Ebru, insanlığın, bağlılığın ve gücün harikulâde bir örneğidir. Buna ek olarak, gastronomide farklı alanları birbirine entegre etme başarısı, iklim değişikliğinin ilerlemesine karşı bir savunma olarak biyoçeşitliliğin ehemmiyetini ortaya koymasıyla değerli bir yere sahip. Çalışmaları, toprağını bırakma zorunda kalan insanların entegrasyonunda besinin nasıl kullanılabileceğini ve kalkınma fırsatları yaratma hünerini vurguluyor. Eforları, farklı kültürler ortasında diyalog için alan yaratmada yemek yapmanın rolünü de ortaya koyuyor. Ebru’nun çalışmaları son yirmi yıldır bu bahislerdeki soruları yanıtlıyor, dengeli ve ısrarlı bir biçimde ortak problemlerin ele alınmasında irtibat kurmanın, iş birliğinin ve sinerjinin ne kadar merkezi olduğunu gösteriyor.”
BRAS: BİR KÖY ÇOCUĞU OLARAK EBRU’DAN BİLHASSA ETKİLENDİM
Tüm finalistlerden çok etkilendiğini lakin bilhassa Ebru Baybara Demir’den daha çok etkilendiğini söyleyen Heyet üyelerinden Michel Bras, “Bir köy çocuğu olarak köylerde annelerin oynadığı rolü hatırlıyorum. Bir köy çocuğu olarak, üçü de büyük övgüyü hak ediyor. Ebru tarafından bilhassa etkilendim” diye konuştu.
CRENN: İNSANİ KRİZ VE FELAKET VAKTİNDE TOPLUMUNA HİZMET ETTİ
Jürisi üyesi Dominique Crenn Demir’i tebrik ederek şunları söyledi:
“Gerçek bir toplumsal teşebbüsçü olan Ebru, insani kriz ve felaket vakitlerinde toplumuna yardım etmek için ortaya çıktı ve hizmet etti. Çalışmaları yalnızca bize örnek olmakla kalmıyor, insanlık için sahip olduğu niyet ve gaye en büyük armağandır.”
AİZEGA: DÜNYANIN 42 ÜLKESİNDEN 800 ADAYLIK BAŞVURUSU ALDIK
Basque Culinary Center Genel Müdürü Joxe Mari Aizega da “Dünyanın 42 ülkesinden 800 erkek ve bayandan adaylık müracaatları aldık. Bu yıl da Ebru, Nicole ve Heidi üzere bugünün gereksinimlerine karşılık vermeyi hedefleyen profesyonellere olan sorumluluğumuzu sürdürüyoruz. İlham veren kıssaları ve tecrübeleriyle bu üç şef de mutfakta yaratılan toplumsal etkiyi, girişimcilik yeteneklerini, bilgilerini ve yaratıcılıklarını kullanarak toplumsal entegrasyonu, sürdürülebilirliği ve gastronomi eğitimine katkı yaratıyor” açıklamasında bulundu.
ŞEF EBRU BAYBARA DEMİR HAKKINDA
Şef Ebru Baybara Demir, gastronomik yeteneğini toplumsal değişimde tesir yaratmak için kullanıyor. Kültürel entegrasyon, istihdam ve çevresel sürdürülebilirliğe odaklanarak acil sosyokültürel sıkıntıları ele alıyor. Sarsıntıların akabinde “Gönül Mutfağı” aracılığıyla binlerce şahsa sıcak yemek sağladı.
Yirmi yıldan uzun müddettir, etkileyici değişim yaratmak için daima yeni sistemler geliştiriyor ve toplumsal problemlere karşı faal biçimde tahlil üretiyor. Memleketler arası tertipler, lokal idareler, kamu-özel kuruluşlar ve lokal kooperatiflerle iş birliği yaparak tüm imkanları ortak maksatlar doğrultusunda bir ortaya getiriyor. Turizm potansiyeli yüksek fakat yemek seçenekleri sonlu olan Mardin kentinde, mutfak sanatlarını turizm ve kalkınma ile dahiyane bir halde birleştirmiştir. Yabancı ziyaretçilere hizmet etmek üzere mahallî bayanları tarihi konutlarda kendi mutfaklarını kurmaya teşvik ederek yalnızca iş imkanları yaratmakla kalmamış, tıpkı vakitte turizm sanayisini güçlendirmiştir.
BASK AŞÇILIK DÜNYA MÜKAFATI HAKKINDA
2016 yılında Bask Hükümeti ve Basque Culinary Center tarafından oluşturulan bu ödül, toplumumuzun talep ettiği sistemik değişikliklerin bir modülü olmak için bilgi, yetenek, yaratıcılık ve güçlerinden yararlanan şefleri ödüllendirmeye devam ediyor.
Bask Aşçılık Dünya Mükafatı, gastronomide dünya çapında önde gelen bir akademik kurum olan Basque Culinary Center ve Bask Hükümeti tarafından, kapsamlı Euskadi-Basque Country stratejisi çerçevesinde verilen özel bir ödüldür. Bu ödül, dönüştürücü teşebbüsleri olan şeflerin çalışmalarını tanıyarak, kazanan şef tarafından seçilen bir programa 100.000 Euro maddi dayanak sağlamaktadır.
Dünya basınında “Gastronominin Nobel’i” olarak isimlendirilen ve bu yıl 8’incisi düzenlenen BCWP, gastronominin dönüştürücü gücünün tesirini, mutfak dışında da kullanan şeflerin ilham verici kıssalarını dünyaya duyurmayı amaçlıyor. İspanyol Bask Hükümeti ve Bask Culinary Center tarafından sunulan 100 bin Euro ödül, kazanan şefin belirleyeceği projeye yatırım dayanağı sağlamak için kullanılacak.